MORALI OSMAN EFENDİ (SADARET KETHÜDASI)


Tarihin tozlu sahifelerinde saklı kalmış hakiki bir devlet adamından kaynaklar şöyle bahsediyor:

Özgeçmiş: Osman Efendi, bugün Yunanistan sınırları içerisinde yer alan Mora yarımadasındandır. Bu yüzden Moralı nisbesiyle anılır. Osmanlı Devleti’nde önemli hizmetler ifa etmiş bir aileye mensuptur. Babası, 18. yüzyıl devlet adamı, şair ve münevverlerinden Süleyman Penah Efendi’dir (ö. 1786)26. İlk daimî Türk sefiri Yusuf Agâh Efendi (ö. 1824), kardeşidir. İlk daimî Paris sefiri Moralı Seyyid Ali Efendi de (ö. 1809),eniştesidir. Osman Efendi, Mustafa Paşa adlı bir zatın kızıyla evlenmiştir. Derviş Efendi (ö. 1831-1832) adında, kendisi gibi hâcegândan olan, bir oğlu vardır.

Osman Efendi, eşi az yetişir, âlim ve fâzıl bir devlet adamıydı.Maliyeden yetişip başhalifelik, defterdar mektupçuluğu, rikâb-ı hümâyûn defterdarlığı, Tersane eminliği, başdefterdarlık, nişancılık, çavuşbaşılık, sadaret kethüdalığı, defter eminliği, Esma Sultan kethüdalığı, rikâb-ı hümâyûn kethüdalığı, kereste gümrüğü nâzırlığı ve Saruhan nâzırlığı gibi birçok önemli görevlerde bulundu. İki kez defterdarlık yaptı. Özellikle mali işlerde büyük muvaffakiyetler gösterdi. Bunun yanında, o sıradan bir devlet adamı değildi. Veba hastalığına ilişkin olarak, el-Mâûn fî-Meseleti’t-Tâûn adlı bir eser kaleme almış olması bunu en güzel bir biçimde yansıtır.

Müellifin, “ehâdîs-i şerîfe ve akvâl-i fukahâ”ya müracaatla ortaya koyduğu bu eser, onun içtimaî ve şer‘î duyarlılığına işarettir. Şüphesiz ki, onun bu girişiminde, babasını vebadan kaybetmiş olmasının etkisi büyüktür.Osman Efendi’nin vurgulanması gereken en önemli özelliği ıslahatçı kişiliğidir.

Bu konuda babasının izinden gittiği söylenebilir. Nitekim Süleyman Penah Efendi’nin Mora İhtilalinin Tarihçesi ya da Penah Efendi Mecmuası olarak bilinen eseri, bir yönüyle ıslahat raporu niteliğindedir. Osmanlı Devleti’nin muhtelif devirlerinde, kimi zaman padişahın isteği üzerine kimi zamansa böyle bir istek olmaksızın, devlet adamları ıslahat hakkındaki görüşlerini rapor ederek padişaha sunmuşlardır.

Her ne kadar Süleyman Penah Efendi’nin ıslahata ilişkin düşüncelerini padişaha takdim edip etmediği meçhulse de oğlunun bunda muvaffak olduğuna şüphe yoktur. Zira III. Selim’in emrine binaen devlet nizamına dair layiha sunan yirmi iki kişiden biri zamanın Tersane emini Osman Efendi idi. Maahaza, onun ıslahatçı tarafı yalnızca bunlardan ibaret değildir. Osman Efendi, nizama muhtaç gördüğü meseleleri etraflıca tahkik ve akabinde problemin halline ilişkin fikirlerini bir takrirle ilgili mercilere nakletmesiyle de meşhurdur.

Sözgelimi, hicrî sene ile malî senearasındaki farktan kaynaklanan “tefâvüt-i hasene”nin hesabındaki süregelen hata, onun girişimiyle düzeltilmiştir. Emvâl-i atiyye ve mevkûfenin düzene konulması da onun işlerindendir. İlk defterdarlık dönemine ait bu iki örnek, hazineye büyük yarar sağlamıştır. Nitekim Cevdet Paşa, mali işlerdeki başarısını methettiği bu zât için: “Vazife-i memuriyetini ifa edebilmek ve gerek nezd-i devlette ve gerek enzâr-ı enâmda mesuliyetten tahlis-i girîbân etmek için hazinenin hakkı olan hususlarda akçe sektirmezdi.” demiştir. Elbetteki, onun bu hususiyeti istikametine ve ehliyetine delildir. Müverrihlerin, ondan bahsederken, “Emanetleri ehline veriniz” mealindeki ayetin hikmetine bir misal olduğuna dair yaptıkları vurgu, bu konuda başka söze hacet bırakmamaktadır.(Mahmud Esad Kalıpçı/https://dergipark.org.tr)

Hakkında Şahitlikler:

Ahmet Cevdet Paşa, Moralı Osman Efendi’den şöyle bahsediyor: Sadaret Kethüdalığına getirilen Moralı Osman Efendi gerçekten değerli bir adamdı. Ancak vakarlı bir şahıs  olduğundan II.Mahmud’un başveziri Halet Efendiye boyun eğmezdi. Halet Efendi de onu İstanbul'da tutmamak için, böyle hasis işlerle taşralarda dolaştırırdı.

Halet Efendinin nedimlerinden meşhur Keçeci Zâde İzzet Molla, bir gün Halet Efendinin yanındayken bu Osman Efendinin geldiğini uşaklar haber verir. Halet Efendi, hemen koşup karşılayınca İzzet Molla şaşırarak: 'Efendim bu adama etmediğin fenalık kalmadı, şimdi bu kadar çok iltifatınıza sebep ne?" diye sorunca Halet Efendi: 'Ben bu adama çok kötülük ettim. Memuriyetini elinden aldım, canını da alabilirim. Lâkin üzerinde bir Osman efendiliği var ki onu alamıyorum, onun için hürmete mecbur oluyorum" demiştir. (Ahmet Cevdet Paşa,1973287-288)

 

 

Güncel Haberler