DELİLLERİYLE PEYGAMBERLİĞİN İSPATI

Dr. Selahaddin Semiz*

Bir tıp doktoru olan Dr. Alper Cem Meriç’in kaleme aldığı “Peygamberliğin İspatı-Haber Delili” kitabını okurken doğrusu bu kadar orijinal, iyi düşünülmüş, ifade örgüsü sağlam, konu hakkında yazılmış, kaynakçaya hakim bir kitapla karşılaşacağımı beklemiyordum. Bu eseri de ateizmden İslam’a hidayet kitaplarındaki çarpıcı tespitler ve özel hikâyelerden birisi zannetmiştim. Kitabı okuyup bitirdiğimde çok orijinal ve farklı bir kitapla karşılaştığım kanaatine vardım.

Ateizmden İslam’a hidayet konularında Allah’ın varlığının ispatı ve Kuran mucizeleri çok duyulan çok bilinen hikâyelerdir. İlk defa bir eserini okuduğum Dr. Alper Cem Meriç’in hidayetine vesile olan deliller, bir çok ateizmden imana geçiş hikâyesinden farklı olarak Peygamberliğin getirdiği habere ve tebliğ ettiği Kuran-ı Kerime inanma hikâyesi idi.

Dr. Alper Cem Meriç kitabında sahabenin nasıl Müslüman olduğundan hareketle, Peygamberimize ve  Kuran-ı Kerime nasıl inanıp ikna olduklarından yola çıkarak önemli bir değerlendirme yapmış. Kitapta özellikle İslam’ın ilk dönemlerinde sahabelerin bir çoğunun Kureyş Müşrikleri, Yahudiler ve Hıristiyanların Peygamberimizi kabul etmedikleri halde getirdiği haberi yalanlayamadıkları konusunu araştırarak Müslüman olduğunu yazmış. Deyim yerindeyse bir nübüvvet ispatı yöntemi aktarılmış.

Peygamberliğin ispatı kitabı deizme karşı güçlü bir cevap olarak da kabul edilebilir. Eser, deliller ve şahitliklerle peygamberliğin ispatı ve Kuranın mucizeliğini anlatarak deizme-peygambersiz inanca önemli bir cevap vermektedir. Aslında kitabın ismi “Kuran’a ve Peygambere Yeniden İnanmak” veya “Kuran’a ve Peygambere Sahabe Gibi İnanmak” olsa maksadını daha iyi ifade ederdi diye düşünüyorum.

Yazar kitabın girişinde şöyle diyor: ‘Hz. Muhammed (s.a.v.) bir haberle geldi: “Cebrail benimle görüşüyor ve Allah’tan vahiy getiriyor.” dedi. Bu kitap bu “haber”in değerlendirmesini, muhataplarına etkisini, zaman içerisinde doğrulanmasını, asla yalanlanmamasını delilleri ile anlatıyor.

Kendine ait bir metodu olan bu eserde sadece nübüvvet ve haber delilleri ortaya atılıp bırakılmamış. Bir muhalif veya gayrimüslimlerden gelebilecek muhtemel itirazlar kitap boyunca yazar tarafından kendisine yöneltilmiş ve örneklerle, delillerle cevaplandırılmış. Bu açıdan kitap günümüzdeki deizm anlayışına karşı peygamberliğin ispatı ve Kuran ekseninde haber inşasına çok önemli bir cevap olabilir.

Yazar, kitabın önsözünde konuyu şöyle takdim ediyor:Bu eserde ele aldığımız ve nübüvvet ispatında haber değerlendirmesi şeklinde ifade edebileceğimiz yöntem yaklaşık 12 sene önce benim ateizmden İslam’a geçişimi sağladı. Hamd Allah’a mahsustur.  Her ne kadar insanlar böyle konularla ilgilenmeyi seviyor olsalar da benim yaşantıma ya da ilgili sürece değinmemizin bu kitabın konusu olduğunu düşünmüyorum. Zira insanların ateizmden İslam’a geçmelerinin ya da İslam’dan çıkıp başka bir görüşe angaje olmalarının entelektüel sahada bir anlam ifade edebileceğini düşünmüyorum.

Hayat hikayeleri anlamlı olsa da, esas olarak fikrin pazarında tek geçerli akçe, delildir. Bu yüzden bu eserde nasıl Müslüman olduğumdan ziyade beni Müslüman yapan delilleri ve bakış açısını ele almanın çok daha faydalı olacağına inanıyorum. Şunu da belirtmem gerekir ki ben Müslüman olduğumda bu eserdeki kadar delil bilmiyordum. Burada okuyucularımıza nispeten daha az sayıda ve daha düzensiz bir yapıda delile sahip olmama rağmen bu bakış açısı beni Müslüman yapmaya yetmişti.”

Kitabın Yazım Yöntemi- Haber Yöntemi 

Yazar şöyle devam ediyor: “Kitabı okumaya başlamadan önce okuyucuya kitabın yazım yöntemi ve amaçları hakkında kısaca bilgi vermemiz kitabın kolayca anlaşılabilmesi açısından faydalı olacaktır. Bu kitap Hz. Muhammed (s.a.v.) nübüvvetini ispat etme gayesindedir. Hatta daha da spesifik olarak nübüvveti ispat etme yöntemlerinden tamamının değil bir yöntemin sistemleştirildiği detaylıca ele almaya çalışıldığı bir mahiyettedir. Bu yönteme “haber yöntemi, haber inşası” isimleri verilebilir.

Bu bağlamda elinizdeki eser, İslam dışı akımların İslam’a yönelik itirazlarına cevap verme gayesinde değildir. Yine bu eserin “Tanrı var mı ? Kainat nasıl yaratıldı?” gibi din felsefesi içinde tartışılan konuları ele alma gayesi de yoktur.

Bununla bağlantılı olarak İslam’a dair teorik içerik değerlendirmesi yönünde bir mütalaada bulunmamaya çalıştık. Örneğin “Fetanet delilleri” bölümünde Nebi’nin durumunun delilik, sara nöbeti vb tanımlar ile açıklanamayacağını anlatırken önemli görülen fikir adamları ile teorik açıdan kıyaslamalar yapılabilirdi. Böyle kompleks ve başarılı bir fikrin teorinin öne sürülen tanımlarla açıklanamayacağı gösterilebilirdi.

Ancak bu bizi incelemekte olduğumuz haber metodundan uzaklaştırırdı. O yüzden herkesin kabul ettiği tarihsel süreç üzerinden gitmeyi daha zor incelenen teorik yöne tercih ettik. Naçizane kanaatim teorik içerik yönünden kıyaslamalarla İslam’ın ispatlanabileceği yönündedir. Umarım Rabbim bu konuda da bir kitap yazmayı nasip eder. Ancak şu an bu konunun elinizdeki eserden farklı bir bağlamda olduğunu düşündüğüm için mümkün olduğunca bu tarz teorik içerik üzerinden verilecek örneklerden kaçındım. 

Aynı şekilde bu eserde bilimsel ya da matematiksel mucize konusuna da girmedim. Bu konuda serdedilen uzun tartışmalara girmeksizin Kuran’da birçok bilimsel mucizeler olduğunu düşünüyorum. Konu, popüler olması hasebiyle her ne kadar suiistimal ediliyor ve olmayacak ayetlerden olmayacak deliller çıkarılmaya çalışılıyor olsa da insanların tavırları bazı ayetlerdeki gerçekten şaşırtıcı hususlara göz kapatmamızı gerektirmiyor.”

Kitabın Ana Konusu: Sahabeyi Müslüman Yapan Deliller Neydi ?

Dr. Alper Cem Meriç, bu bölümde şu görüşlere yer veriyor: “Kitapta özellikle altı çizilmesi gereken bir husus sahabeyi Müslüman yapan deliller konusudur. Ben bu bakış açısını yakalamayı çok önemli buluyorum: Sahabeyi Müslüman yapan deliller neydi? Eserimiz benim aciz bakışımla bu soruya verdiğim cevabı da içermektedir. Bu ince noktayı yakaladıktan sonra her türlü delil, imanımızı takviye edecektir. 

Eserin Yöntemi ve Yorum Metodu

Yazar haber kaynağı olarak kullanacağı Kuran’ın tahrif edilmediğini delilleriyle ispat etmekte. Ayrıca İslam tarihi verilerinin güvenilirliğinin gayrimüslim bir okuyucuya anlatılmasının zor olması sebebiyle tarihî arka plan, Müslüman olmayan yazarlardan, Oryantalistlerden nakillerle tasvir edilmiş. Bu sayede meşhur Oryantalist gayrimüslimlerin sözleri ile Hz. Muhammed’in peygamberliği ispat edilmiş.

Kuran’ı Kerimin Korunmuş Olması ve Güvenilirliği

Kitabın ilk sayfalarında dünyanın muhtelif kütüphanelerinde bulunan ve karbon testi ile ilk dönemlerde yazılmış olduğu tespit edilen Kuran nüshaları incelenmiş ve değerlendirilmiş. Sonuçta dünyanın hangi yeri ve kütüphanesi olursa olsun, karbon testleri ile gösterilen yılları ne olursa olsun tüm Kuran-ı Kerim nüshaları içerisinde gerek sure gerekse surelerin içindeki ayet düzeni ve sıralaması açısından hiçbir ayrılık olmadığı hatırlatılıyor.

Kuran-ı Kerim nüshaları başlarından sonlarına kadar metin birlikteliğine sahiptirler. Bir ayet birinde nasıl yazılmışsa diğerinde herhangi bir farklılık olmaksızın aynı şekilde yazılmıştır. Bu ne muhteşem bir sonuçtur. İnsanlık tarihinde bunun başka bir örneğinden söz etmek mümkün değildir.

Yazar anlatımına şöyle devam ediyor: “Eserde çok fazla sayıda delil ve argümanın temellendirilmeden peş peşe sıralanmasındansa zemini sağlamca kurulmuş muhtemel itirazları kendi kendine yaparak ilgili itirazlara cevap verilmiş bir yapı yer almaktadır. Bu süreçte eser gerek Müslümanlardan gerekse gayrimüslim arkadaşlarımızdan pek çok kişiye gerçekten sert bir şekilde tenkit edilmesi için gönderildi. Onlardan gelen itirazlardan önemli bulduklarımızı eserin içinde cevapladık. Gerektiğinde anlatım sistemi ve sıralamasını değiştirdik.

Bu bağlamda okuyucu eserde çoğunlukla aklına gelmeyen bir sorunun itiraz olarak yönetildiğini ve cevaplandığını görecektir. İslam ilim tarihinde yaygın olarak kullanılan bu metodun eserimizde bulunması bizi en çok memnun eden hususlardan birisi olmuştur

Bu eserde ele aldığımız haber metodu aslında bugüne kadar İslam’a giren insanların kullandığı bir metottur.Hz. Muhammed (s.a.v.) den bugüne kadar Müslümanların bilinçaltı olarak algıladıkları bir yöntemin sistemleştirilmesi temellendirilmesi ve muhtemel itirazlara cevap verilmesi bağlamındadır. Bu yöntem her ne kadar Müslümanlar tarafından sıkça kullanılır olsa da sistemli şekilde anlatılmasını daha önce tek bir eserde ulaşılabilir şekilde mütalaa etmedik.

Aslında burada uyguladığımız sistemde verdiğimiz örneklerin tamamından vazgeçsek dahi yepyeni örneklerle farklı pek çok eser yazılabilir. Bu eserde daha ziyade çaba harcadığımız konu, sistemin detaylarına odaklanmak oldu. Zira örnekler yüzlerce kat artırılabilir. Okuyucular da bu sistemi kavradıktan sonra Kuran ve bir hadis kitabı okusa burada verdiğimiz örneklerden daha fazlasını kendisi bulabilir.

Bu arada Hz. Muhammed (s.a.v.) üzerine odaklanıldığı için eser kronolojik olmayan bir siyer olarak da değerlendirilebilir.

Eserin Üslubu

Yazar, eserin üslubu hakkında şu bilgiyi veriyor: “Eserin üslubu ile ilgili önemli bir husus olarak gayrimüslim bakışı ile açıklanamayacağını düşündüğümüz pek çok olaya değindik. Muhatabın tüm bunları anlaması için bir gayrimüslim nazarı ile varsayımsal açıklamalarını naklettik.  Bu açıklamaların neden mümkün olamayacağını işaret ettik.

Bu yöntem sıklıkla Hz. Muhammed (s.a.v.) in hâşâ “Yalancı bir peygamber olsaydı şöyle yapması gerekmez miydi?” gibi bir üslubu tercih etmemize sebep oldu. Bu varsayımsal üslup çoğu yerde bizi dahi rahatsız etti. Ancak delillerin daha iyi anlaşılması için bunu kullanmak zorunda kaldık. Bu tarz bir üslup ile karşılaşıldığında bunun Hazreti Muhammed’e hürmetimizin azlığından kaynaklandığı zannedilmesin. Böylesi bir durumdan Allah’a sığınırız.

Kaynak kullanımı ve oryantalizm incelemelerimiz sonucunda fark ettiğimiz bir nokta da şu oldu: İslami ilimlerle ilgili donanımı nispeten zayıf olan bazı arkadaşlarımız haber inşasında kullandığımız tarihi veriler hakkında “Bunların doğru olduğunu nasıl bilebiliriz?” gibi bir itiraz yönelttiler.

Bu bağlamda okuyucu gayrimüslim ise “bir Müslüman yazarın tarihi işine geldiği gibi aktararak manipüle ettiğine” dair güvensizlik yaşıyordu. Bu sorunu aşabilmek için uzun bir çalışma ve ciddi bir emek vermem gerekiyordu. Çünkü nihayetinde nübüvveti ispatlamaya hedefleyen bir eserde İslam öncesi Arap tarihi, İslam tarihi, Kuran tarihi ya da hadis tarihi aktarabilmenin ve bu konularda muhalifin itirazlarına cevap vermenin imkânsızlığı açıktır.

Bunu aşabilmek için iki yol tercih ettim:

a) Tarihi veri aktarımını gayrimüslim İslam araştırmacılarının, oryantalistlerin kabul ettikleri veriler üzerinden yaptım. Oryantalist yazarlar arasından özellikle Müslüman olmayanları tercih ettim. Herkesin bildiği ya da kabul ettiği tarihi ya da İslami bir anlatıyı aktarırken gayrimüslimlerin eserlerini referans verdim. Bu sayede tarihi veriye karşı güven problemi yaşayan bir arkadaşımızın en azından bu verinin Müslüman olmayan yazarlarca da kabul edildiğini bilmesi güven oluşturacaktı.

Burada şunu söylememiz yerinde olacaktır. İlgili oryantalist yazarların hiçbir ile Hz. Muhammed (s.a.v.) durumu hakkında hem fikir değiliz. Hatta eserde adı geçen pek çok oryantalistin neredeyse açıkça İslam düşmanlığı yaptığını da bilmek gerekir. Bu bağlamda çoğu alıntımız düşmanın itirafı mahiyetindedir. Hâsılı kelâm eserin içindeki oryantalist yazarların çıkarım ve sonuçlandırılmalarına katılmadığımızın ve ortak kabul edilen tarihi verilerin sadece okuyucuyu tatmin etmesi açısından kullandığımın bilinmesi gerekir.

b) Kitabın giriş kısmına Kuran ve hadis metinlerinin güvenilirliği ile ilgili kısa bir bölüm yazmayı uygun bulduk. Belirttiğimiz üzere bir Kuran tarihi ya da hadis tarihi yazmak bu kitabın konusu değildir. Biz sadece metin güvenilirliği ile ilgili delillerimizi serdettik.

Aynı şekilde metin okuma metodu hakkında ikincil delil mantığı, sahabenin güvenilirliği üzerinden metinlerin yorumlanması ve müşriklerin itirazını konularıyla ilgili kısa bölümler yazmayı faydalı gördüm. Zira bu üç husus iyi bilindiği takdirde okuyucu kitabın devamında kullandığımız yöntem hakkında bilgi sahibi olacaktır.”

Yorum Metotları: İkinci Delil Mantığı

Yazar, eserde hangi yorum metotlarını kullandığını ve kullandığı delil mantığından şöyle bahsediyor: “İkinci deliller direkt delillerden daha güçlüdürler. Zira ikinci deliller kurgu olma iddiasından uzaktır. Mesela “Yoksa, sen onlardan bir ücret istiyorsun da borç yüzünden ağır bir yük altında mı kalıyorlar?”  (Kalem 68/46)  Bu ayetteki ifadeden ikinci delil mantığıyla Resulullah’ın insanlardan bir ücret istemediğini anlıyoruz.

“Ve diri diri toprağa gömülen kızcağıza hangi günahtan dolayı öldürüldüğü sorulduğu zaman” (Tekvir 21/8-9) Ayetinden kız çocuklarının o toplumda toprağa gömüldüğünü anlıyoruz.

Sahabenin Tanıklığı

1-Kuran tahrif edilseydi sahabe topluluğu muhakkak buna tepki gösterirdi.

2- Kuran’da onların içinde bulundukları toplum veya fertler hakkında açıkça yanlış bir tarihi anlatım olsaydı sahabe tepki gösterirdi.

Sahabenin hayatında büyük fedakârlıklar, kitlesel ve bireysel baskılara tahammül, her türlü acıya ve yokluğa sabretme, itirazsız eski yanlışlarını terk etmek gibi birçok samimi tanıklık görüyoruz.

Eğer Kuran tahrif edilmiş olsaydı önce sahabe buna tepki gösterirdi. Uğrunda her belaya katlandıkları Kuran’ın tahrif edilmesine sessiz kalırlar mıydı? Hangi bela ve korku onların susmasına sebep olabilir?  O halde sahabenin ittifakı Kuran’ın tahrif edilmediğinin en güçlü delillerinden biridir.

Ayrıca Kuran ayetleri gizli bir ortamda değil, Resulullah sahabelerin arasında yaşarken nazil olmuştur. O halde eğer Kuran’da o gün yaşanan hayata dair hatalı bir bilgi verilseydi sahabe bunu fark eder ve itiraz ederdi.

Ailelerine ve en yakınlarına bile tavır almaları, dünya menfaatine aldanmamaları, iktidar ve güç peşinde olmamaları gibi birçok örnek ile sahabenin samimiyeti ve tanıklığı ile Kuran’ın tahrif edilmediği ve Nübüvvetin sahih haber değeri anlaşılmış olmaktadır.

Sahabenin samimiyeti bize iki hususu gösterir:

  1. Kuran tahrif edilseydi bu insanlar uğrunda onca fedakarlıkta bulundukları bu kitabın tahrifine asla sessiz kalmazlardı. Herne pahasına olursa olsun orijinal metnin güvenilirliğini sağlamaya çalışırlardı.

  2. Kuran’da o güne ait açıkça bir bilgi hatası olsaydı o insanlar Kuran’daki bu hatayı bulurlar ve samimi olarak bu kadar fedakarlığı yapmazlardı.

Sahabe yeri geldiğinde Resulullah’ı sorguluyordu. Hudeybiye anlaşmasında Hz. Ömer bir an anlaşma maddelerine karşı çıkarken, İsra ve Miraç hadisesinde olayı ilk anlattığı amcası Abbas ve amcasının kızı Ümmü Hani bu olayı kimseye anlatmamasını söylemişlerdi.

Mekke Müşriklerinin Sessizliği

Aslında Sahabenin tavrına benzer bir durum Mekke Müşrikleri, Yahudiler ve münafıklar açısından da geçerlidir. Açık ve anlaşılır bir yalan beyan Kuran’da olsaydı tüm müşrikler bunun propagandasını yapmakta yarışırlardı. Mekke’de müşriklerin, Medine’de münafıkların düşmanlığı altında nazil olan bu kitapta hatalı ve eksik bir tarihi veri olsaydı muhakkak itiraz olurdu.

Bu noktaları düşündüğümüzde Kuran’daki tarihi bilgilerin başka hiçbir kitapta olmayan yorum güvenilirliğine ulaştığını söylemek zor değildir.

Haber İnşası

Peygamberimizin tebliğ ettiği Vahiy, Kuran-ı Kerim ve İslam dini nihayetinde bir haberdir. Hz. Muhammed (s.a.v.) “ Kırk yaşında Peygamber olduğunu, Cebrail’den 23 sene boyunca haber aldığını, kendisinin Allah’ın elçisi olduğunu” söylüyor. Bu habere inananlara mümin, inanmayanlara ise kafir deniyor. Bu haberi yorumladığımızda;

1-Bu şahıs doğru söylüyor olabilir. O halde peygamberdir. Buna göre Kuran’da mümin denilenlerle hem fikir oluruz.

2-Bu şahıs-Haşa- yalan söylüyordur. Buna göre Kuran’da kafir denen kişilerle hemfikir oluruz.

Bu haber tasnifi Kuran-ı Kerimi doğru anlamamız açısından önemlidir. Çünkü imanı kabul etmemekle yapılan iş, Hz. Muhammed (s.a.v.) getirdiği haberi yalanlamak veya doğru saymamaktır. İmam-ı Gazali “Küfür, Peygamberin bize anlattığı ne ise onun herhangi bir ciheti konusunda Allah elçisinin yalanlanmasıdır. İmanın anlamı ise O’nun getirdiği haberin doğruluğunu kabul etmektir.” Demektedir.

Haber ile teori arasındaki farkın bilinmesi de önemlidir. Bir teori ortaya koyan kişi yanılmış olabilir. Bu onun akıl sağlığından şüphe duymamıza veya bir sahtekâr olduğunu düşünmemize sebep olmaz. Zira insan teori inşa ederken yanılabilir, ama haber böyle değildir. Haber ya doğrudur ya da yalandır. Bu durumda yalan haber veren birisi ya birini kandırmak için yalan söyleyen sahtekâr veya yalanı doğru sanan bir deli olmalıdır.

Haber Karşısında İnsanların Tavırları 

Haberi umursamamak yaygın  bir tavırdır. Bu şuna  benzemektedir. Birisi size gelip “Bir şahıs arabanızın kilidini zorluyor” diyor. Siz bu sözü   ciddiye alıp aracınızı kontrol etme ihtiyacı duymuyorsunuz. Duruma kayıtsız kalarak “Benim arabamı çalmazlar” diyorsunuz. Bu durumda şayet arabanız çalınırsa hakkında gerekli incelemeyi yapmadığınız bir haberin sonucuna katlanmış olursunuz.

Aynen bunun gibi dünyadaki varlığımız, dünya ve kainatın varlığı zaten sizi Peygamberin getirdiği böyle haberleri incelemeye yöneltmeliydi. İnsanın varoluşu, yaratılışı, kainatın yaratılmış olması, ölüm ve sonrası, kıyamet ve ahret gibi konular insanı anlam arayışına, dine ve imana yöneltmeliydi.

Bize gelen haberden birkaç tanesini –haşa- peygamberin yalan söylediği varsayımı ile okursak farkında olarak yalan söylediği şıkkını kabul ettiğimizde onun için kendi hayatlarını, ailelerini, mallarını ve tüm dost sosyal bağlarını feda eden müminlerle neredeyse dalga geçen birisi olduğunu düşünmemiz gerekecektir.

Aynı haberi farkında olmadan yalan söylediği varsayımı ile okuduğumuzda gerçekten çok ciddi düzeyde psikoz olan ve akıl sağlığının asla yerinde olamayacağını düşüneceğimiz bir profille karşılaşacağız. 23 yıl aralıksız yalan söyleyen bir insan gerçekten ilginç bir karaktere sahip olur. Pak ve temiz peygamberimiz böyle olma konusunda insanların en uzağıdır.

Hz. Muhammed (s.a.v.) “Kuran gelmeden önce aranızda uzun bir süre yaşadım. Siz aklınızı kullanıp düşünmez misiniz? Allah hakkında yalan uyduran veya onun ayetlerini yalanlayanlardan daha zalim kimdir günah yoluna sapanların onların kurtuluşu yoktur.?” (Yunus Suresi 16 17. Ayet.) ayetiyle toplumunu uyarmaktadır.

Bu  ayet peygamberimizin kavminin içinde bir ömür yaşamış olması, yalan ve diğer düşüklükten uzak olduğunun kavmi tarafından bilinmesi sebebiyle delil olarak kullanılmıştır.

Kuran’ın Hz. Muhammed (s.a.v.)   Şartlarını Aşan Mucize Beyanları

Dr. Alper Cem Meriç bu bölümü de şöyle izah ediyor: Kuran’ı Kerimin mucize olması “Allah beni yönlendiriyor, Allah’tan bana haber geliyor, size o haberleri iletiyorum” diyen birisinin insan olarak yapması mümkün olmayan işleri başarması olarak anlaşılmalıdır.Kuran-ı Kerim de okuma yazma bilmeyen ümmi bir peygamberin yapamayacağı, onun bilgi ve anlayışı ile izah edilemeyecek haber ve bilgilerin varlığı çok önemlidir.

 

Duhan suresi 29. Ayetin ancak 19. Yüzyılda okunabilen birçok eski yazma hiyeroglif metinlere cevap gibi olması, ümmi bir insanın bilmesinin mümkün olmayan tarihi ve doğal olaylardan haber vermesi, Rumların galip geleceğini bildiren ayetlerin zaman içerisinde doğrulanması, Muhammet Hamidullah’ın eserlerinde bahsettiği Fransız müzisyen Abdullah Gill Gilbert in Kuran’daki eşsiz müzikal ahenge hayran kalarak Müslüman olması, Peygamberi uyaran ve teselli eden ayetler (Eğer-haşa- Kuran Peygambere ait bir metin olsaydı böyle ayetleri görmeyi beklemezdik), Peygamberin mala ve dünyaya müstağni hayatı, gibi delillerin varlığı günümüzde olduğu gibi o zamanda dahi çok önemli ve güçlü delillerdir.

 

Sonuç olarak; kitabı yazmadaki gayreti, araştırmacı kişiliği ile tebrik edilmesi gereken bir tıp doktoru olan Alper Cem Meriç ilim adamı titizliği ile çok önemli ve detaylı bir kitap hazırlamış.

 

Bu kitabın kamuoyunda yeterli ilgi ve alakayı görmediğini düşünüyorum. Eser, aslında gençlerimize ve birçok kafası karışık müslümanın sorularına cevap olacak bir kitap. Okuduğumda Müslümanların yeniden ve tahkiki olarak müslüman olmalarını sağlayacak bir kitap olduğu kanaatine vardım. Kitabın daha çok okuyucuya ulaşmasını, yeni baskılarının daha düzenli, daha okunabilir ve tekrarlardan uzak bir dille yazılmasını, bu konuda konferanslar ve paneller düzenlenmesini umut ediyorum.                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                      

 

*Özel Afiyet Hastanesi Başhekimi

 

19.03.2024/Akit Gazetesi’nde yayınlanmıştır




Güncel Haberler