HÜMEYRA ÖKTEN’DEN HATIRALAR

Ülkemizin ilk başörtülü doktoru olan Dr. Ayşe Hümeyra Ökten ile ilgili daha önce yazılmış kitaptan* sonra yakın zaman önce Onu anlatan yeni bir kitap** daha neşredildi.Bu kitapta yakın dostlar ve şahitler Onu bir çok özelliği ile anlatıyorlar.

İşte o anlatımlardan bazıları…

Zehra Koç: Kendisinin normalde çok rüya görmediğini söylerdi. Ama bir gün gördüğü bir rüyayı ve sebebini de bize şu şekilde anlatmıştı: “Bir keresinde rüyamda Peygamberimizin kabrinin önündeyim. Baktım tahta bir kapı var. Eski hali de tahttadır zaten. Ben orada dururken bir anda kapı açıldı. Ben de içeriye girdim. Peygamberimizin kabri böyle ortada, üstünde toprak olan şekliyle… Hemen kabrinin yanına oturdum, toprağını okşadım.

Ama bu rüyayı niçin gördüm biliyor musunuz? Ben o gün büyük bir iyilik yapmıştım.Bir ailenin yuvası yıkılıyordu. Benden yardım istediler, ben de onların arasını buldum. Nasıl mutlu oldular, nasıl memnun oldular bir bilseniz. Bana dua ettiler (Kuloğlu,2025:40).

(…..) Medine'de muayene ücretlerini çok yaygın tuttuğu için uygun tuttuğu için gariplerden fakirlerden çok hastası olurdu. Bu hastalarından biri bir keresinde ona başından geçen şöyle bir olayı anlatmış: Kiramı ödeme zamanı geldi. Ama ödeyemeyip çok bunalmıştım. Mescid-İ Nebeviye gidip dua edip niyazda bulundum. O gece Türkiye'deki zengin bir arkadaşımd rüyasında Peygamber Efendimizi görmüş. Peygamberimiz ona “Arkadaşın çok sıkıntıda ona yardım et” demiş. Bunun üzerine o zengin dostum ihtiyacımdan çok daha fazlasını Medine'ye en hızlı şekilde ulaştırdı. Kira ödeme gününe yetiştirdi. “Bu parayı sana borç olarak vermiyorum. Hediyemdir.Her ne zaman bir ihtiyacın olursa rahat rahat iste” diye de not yazmış. Mektup yazsa gönderse gitmesi gelmesi bir ayı bulur. Peygamberimiz kesinlikle ölü değil. Manevi alemde hayatta (Kuloğlu,2025:41).

(…..)Onu hiç tanımayanların bile dikkatini çekecek kadar hürmet uyandıran bir hali vardı. Bir keresinde mescitte onunla birlikte otururken hemen yakınımızda bulunan Pakistanlı bir hanım bizi bir süre izledi, sonra aramızda hiçbir konuşma olmamasına rağmen oturduğu yerden kalkarak yanımıza geldi. Hümeyra teyzemizin elini öpüp okşadı (Kuloğlu,2025:48-49).

Sümeyye Asarkaya/ Mustafa Asarkaya: 90 Yaşına rağmen namazdan hiç ödün vermezdi. Bulunduğu yaşa rağmen ayakta durmasını, sağlıklı olmasını, dinç görünmesini hep namaza bağlardı. Gençlere de sürekli bunu öğütlerdi. Kendisi gibi hem yaşlı hem sağlıklı olmak istiyorlarsa mutlaka namazlarını zamanında eda etmelerini söylerdi.

Vefatından bir yıl öncesine kadar namazlarını hep ayakta kıldı.Bir defasında oğlum arkadaşlarıyla beraber mescitte İkindi namazının sünnetini kılmadan farzına başlamışlar. Hümeyra teyzem sünneti kılmadıklarını görünce onları uyarmış ve durumdan hoşnut olmadığını belli etmişti.

 

Ramazanda eşim akşam namazı için onu evinden alır getirir, akşamı kıldıktan sonra yatsıya kadar bekler, yatsıyı teravihi kaçırmazdı. Bazı günler Mescidi Nebevi de Teheccüd namazı da kılardı.Öyle bir namaz aşkı vardı ki yabancı doktorların da namaz hareketlerini tavsiye ettiğini söyler, bunu herkese özellikle gençlere ulaştırmamızı tembihlerdi (Kuloğlu,2025:95).

Semiha Nur Mıhçıoğlu: Hümeyra hocanın tabiriyle “Babam sokaktaki amelelere gider “Ne kadar yevmiye alıyorsunuz?” diye sorar, “Gelin ben bu yevmiyeyi size vereyim, dershanede oturun” derdi. Müfettiş gelince 20 talebeden az görüp de imam hatip okulunu kapatmasın diye..

Bu uzun soluklu mücadelelerin ardından imam hatip okulları varlığını devam ettirir ve dindar halk ile mevcut eğitim kurumları arasındaki problem büyük oranda çözüme kavuşur. Nihayetinde hanımlar da dahil olmak üzere giderek çoğalan dindar, eğitimli, meslek sahibi bir nesil yetişir (Kuloğlu,2025:190).

 

*Ökten,Meriç, (2021),Dindar Bir Doktor Hanım/Ayşe Hümeyra Ökten,İstanbul: Timaş

**Kuloğlu Yasemin,(2025), Ballar Balını Buldum, İstanbul:Çınaraltı Yay

Güncel Haberler