Nureddin Durman, hatıralarında 1932 yılında başlayan Türkçe ezan günlerini şöyle anlatıyor:
Anlatıldığına göre Türkçe ezan uygulaması başlarken Bingöl’deki köyümüze bir yüzbaşı gelmiş, köyün ileri gelenlerinden çok sevilen bir zat olan Molla Hüseyin'in eline üç adet taş vermiş ve demiş ki “Bu taşları al at eğer bir daha Arapça ezan okursam karım boş olsun” diye yemin teklif etmiş (Durman,2019:19).
M.Çetin Baydar, hatıralarında 18 yıllık aradan sonra Erzurum’da tekrar aslına uygun bir şekilde okunan Ezan Gününü şöyle anlatıyor: 1950'nin yaz aylarıdır. DP artık iktidar olmuştur. Yılma Durak’ın babası Hüseyin Efendi Radyo aracılığı ile yazdırılan Anadolu Ajansı haberlerini not etmektedir.Birden Hüseyin amcanın kalemi elinde titrer ve sevinçle haykırır: Ezanı Muhammed'i serbest…. Ezanı Muhammed'i serbest….
Hemen küçücük matbaası baskıya başlar. 100, 200, 300 nüsha..
Az önce gazete alan gazete dağıtıcısı, kısa zamanda geri gelip “Yine gazete ver.. Bir gidir ki sorma” der.
O tarihte 10 yaşında olan Yılma, bir tomar gazete kapıp çarşılara dalar. Gerçekten de gazete satın almak nedir pek bilmeyen Erzurum halkı, keseyi açıp gazete üstüne gazete almaktadır.
İşte bu keseye davranan bir yaşlı Erzurumlu da “Evladım, öyle bir müjde verdin ki, bu müjdenin karşılığı ancak bir altın olur.Al, ananın ak sütü gibi helal olsun” der (Baydar,2017:140).
İhsan Süreyya Sırma da hatıralarında İstanbul’daki Ezan Gününü şöyle anlatıyor: Yaşar Tunagür hocanın mükemmel bir Türkçesi vardı. Bana bir hatırasını anlattı. Ben bunu bir kitabımda da yazdım.
Şöyle demişti: “Yıl 1950. Ben Tapu Kadastro memuruyum. Tapu Kadastro binası Sultan Ahmet Caminin karşısında. Bir cuma günü namaz için hazırlık yapıyoruz. Cumaya yarım saat kala bir baktık “Allahu ekber” diye Arapça ezan okunuyor. Pencereye koştuk. Caddede sokakta meydanda kim varsa durdu çakıldı.Hiç kimse gidemedi herkes dinlemeye başladı. Ezan Arapça okunuyordu.Meşhur hafız Sadettin Kaynak öyle ayarlamış ki 6 minarenin her şerefesine bir müezzin koymuş. Hepsi birden ezan okuyor. O günü unutamam” diyordu (Sırma,2018:125)
Kaynaklar
Baydar M.Çetin,(2017), Hatıralarım,Ankara,Yazar Yay
Durman Nurettin,(2019),Haydi Bana Eyvallah, İstanbul:Beyan Yayınları,
Sırma İ.Süreyya,(2018), Pervari’den Paris’e Hatıralar, İstanbul: Beyan Yay