Osmanlı Devleti’ni 1900’lü yıllarda petrol ve savaş planlarının bir taşeronu olarak kullanan Almanların Türkler ile irtibatı duygusal değil fiziki bir yakınlıktan ibaretti. Dönemin çeşitli şahitleri bu anlamdaki ayrıntıları hatıralarında paylaşmaktadırlar:
O günlerde Almanya fırsat buldukça adeta düşmanımız gibi davranmaya devam ediyordu.Cemil Filmer’in naklettiğine göre; 9 Aralık 1917 günü Kudüs şehrinin İngilizlerce işgal edildiği anlarda Kudüs'te büyük bir karışıklık vardı. Kentin düşmesi an meselesiydi ve kent tahliye edilmekteydi. Şehri terkeden müttefikimiz Alman konvoyları yolu doldurmuştu. Ancak ne bir yaralı, ne bir asker alıyorlardı. Düşmanca bir tutum sayılacak derecede sadece kendilerini düşünüyorlardı. Kamyonların üzerinde kuş kafesleri, yiyecek, türlü eşyalar gidiyordu da, yaralıları almıyorlardı (Koçak,2012:127.)
Münevver Ayaşlı, Kudüs İngilizlerin eline geçtiği gün,Dostumuz(!)Avusturya tarafında yaşananları şöyle anlatır:Müttefikimiz olan Katolik Avusturya, Kudüs’ün İngilizlerin eline geçmesi münasebetiyle şenlik yapıyor, mumlar yakıyor,Viyana’da şenlik çanları çalınıyordu (Ayaşlı,2003:54).
Müttefikimiz (!) Avusturya, bizimle birlikte savaşıyor ancak karşı tarafta savaşan din kardeşini korumak için elinden gelen her türlü çabayı göstermeye devam ediyordu.Çanakkale Cephesinde savaşan İngiliz rahip Avusturyalı düşmanın (!) kendilerine yaptığı jeste hatıralarında değinmeden geçemez.
“(…) 27 Mayıs sabahı saat 06.30’da çadır kapısından dışarı baktığımda, bir ikaz anonsu duydum.Hemen ardından harp gemisinin bulunduğu tarafta büyük bir patlama oldu. Yükselen dalgalar geminin boyunu aşmıştı ve buna denizaltından fırlatılan bir torpilin sebep olduğunu anladım.”
“(…) Tüm bunlara sebebiyet verenin bir Avusturya denizaltısı olduğu anlaşıldı.Kaptan, olması gereken mevzide bekleyip gemiyi gece 02:00'de de bombalayabileceğini ama ‘mürettebat kaçma fırsatı bulsun diye’ sabah 06:30'a kadar gün boyunca beklediğini söylemişti.Kaptan hakikaten çok düşünceli biriymiş.Ne olursa olsun, bu hareketi cesaret ister; yaz gecesinin karanlığına rağmen, bir hücum tehlikesini de göze alarak sabaha kadar beklemesi takdire şayan bir davranıştı” (Ewıng,2012:70-71).
İşte 1.Dünya Savaşında sözümona müttefikimiz olan Almanya ve Avusturya'nın gerçek yüzü..
Hal böyle olunca Mâide Suresi 51 . Ayet tekrar akıllara geliyor: Ey iman edenler! Yahudileri ve hristiyanları veli edinmeyin. Onlar birbirlerinin velileridir. Sizden kim onları dost edinirse şüphesiz o da onlardandır. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.(Mâide Suresi - 51. Ayet)
KAYNAKÇA
Ayaşlı Münevver,(2003),Geniş Ufuklara ve Yabancı İklimlere Doğru,İstanbul:Timaş Yayınları.
Ewing William, (2012), Bir İngiliz Ordu Rahibinin Gözüyle Birinci Dünya Savaşı,İstanbul:İz Yay
Koçak Cemil,(2012),Geçmiş Ayrıntıda Gizlidir, İstanbul:Timaş Yay.