1699 Karlofça Anlaşmasının ardından Avusturya, Rusya ve Prusya, Lehistan’ı, (Polonya) 1795’te üçe paylaştılar ve Lehistan devletini ortadan kaldırdılar. Osmanlı Devleti bu paylaşımı hiç bir zaman kabul etmedi. Her zaman için Polonyalıları bir dost ve müttefik olarak gören Osmanlı’nın bu paylaşım karşısındaki tavrı da ilginçtir.
Rivayet odur ki;Devlet-i Aliye, bağımsız Leh devleti varlığını sürdürüyormuş gibi davranarak, Lehlerin istiklal azmini kamçılar.
Padişah, yabancı diplomatları kabul ettiğinde hep Lehistan elçisini sorar; bunun üzerine sadrazam usulca yaklaşıp, sanki padişahın kulağına fısıldarmış gibi, ama orada bulunan herkesin duyacağı şekilde, şöyle der: "Lehistan elçisi yoldadır. Yollardaki müşkülat yüzünden gecikmiştir."
Yollardaki müşkülat yüzünden Leh Milliyetçileri kitleler halinde Devlet-i Aliye''ye sığınmış, İstanbul''da bir nevi ''sürgün hükümet'' kurmuşlardır.
Rusya, 1774 yılında imzalanan Küçük Kaynarca Anlaşması''na istinaden, Leh mültecilerin iadesini isteyip durmaktadır.Devlet-i Aliye buna kesinlikle yanaşmamaktadır.
1831, 1848 ve 1863 ayaklanmalarının bastırılmasından sonra Devlet-i Aliye''ye sığınan Leh Milliyetçileri de Rusya''ya verilmez.
Sultan Abdülmecit "Tahtımı veririm, fakat devletime sığınanları veremem" demektedir.
Rusların baskıları artınca, "Mülteciler Müslüman olup Osmanlı tebasına geçti. İslam Halifesi Müslüman tebasını gayri Müslimlere teslim edemez" formülü geliştirilir.
Birçok Leh Milliyetçisi gerçekten Müslüman olur. (https://www.yenisafak.com)
……………….
POLONYA CUMHURBAŞKANI BURDADIR!
17.10.2017
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Polonya Cumhurbaşkanı Duda Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Ziyaretten duyduğunu memnuniyeti dile getiren Duda, ziyaretin Varşova'da gerçekleşiyor olmasının kendileri için çok önemli olduğunu söyledi.
Polonya’nın bağımsızlığının 100. yıl dönümü etkinliklerine Türkiye'nin destek vereceğini, bunun için çok minnettar olduğunu söyleyen Duda, "100 sene önce bu dostluk unsuru çok büyük bir rol oynadı. Bugün birkaç kere bu konuya değindik. O zaman Türkiye, Osmanlı İmparatorluğu olarak haritada bulunuyordu. Hiçbir zaman Polonya'nın parçalandığını kabul etmemiştir, hiçbir zaman Polonya'nın Avrupa haritasından silindiğini kabul etmemiştir." dedi.
Bir konunun efsane olarak anlatıldığını söyleyen Duda, "Osmanlı Padişahı, kabul töreninde 'Lehistan’dan bir elçi geldi mi' diye sorardı. 'Hayır, Lehistan elçisi henüz gelmemiştir, yoldadır' diye cevap verilirdi. Çünkü her zaman Lehistan'dan bir elçi bekleniyordu, Polonya devletini, Lehistan devletini temsil edecek bir heyet bekleniyordu. Bu önemli bir jest." diye konuştu.
Polonya halkının hatırladığı diğer bir jestin daha olduğunu kaydeden Duda, "Polonya Büyükelçiliğinin anahtarı, her zaman padişah korumasında bulunuyordu, hiçbir işgalci ülkeye verilmedi. Bina hiçbir zaman yıkılmadı. Polonya 1918 yılında tekrar bağımsız bir devlet olduktan sonra yeni bir büyükelçi atandı ve bu büyükelçi, padişahtan bu anahtarı teslim aldı. Bu çok önemli bir olay. Çünkü 120 sene boyunca Polonya 3 ülke arasında bölündü. Hiçbir zaman Türkiye bunu kabul etmemiştir, her zaman önemli bir dost bir ülkeydi.” ifadelerini kullandı.