1944-1946 yılları arasında Sovyet Rusya’nın desteği ile Doğu Türkistan topraklarında bir devlet kuran Alihan Töre Sagunî, Bağımsızlık Savaşı sırasında yaşadığı ilginç bir casusluk olayını şöyle anlatıyor: “Düşman tarafından gelecek tehlikeleri bertaraf etmek için, İli vilayetinin büyük sınırları olarak kabul edilen her bir mühim mevzii ve dağ geçitlerini korumak için buralara atlı askerî kıtalar yerleştirildi. Şimdi, tam da bu günlerde aşağıdaki gibi bir vakıa meydana geldiğinden burada bunu yazmayı lazım gördüm.
Bu da şundan ibarettir: Altışehir azatlığı harekâtı için silahlandırdığımız atlı alaydan askerlerimizin Tekas Suyu boylarında konuşlandıkları günlerde, nereden geldiği bilinmeyen bir yabancı bunların karşısına çıkmış. Bakmışlar ki söylediği kelimeler Arapça, Farsça olup kendisi de başka hiçbir dil bilmediğini onlara bildirmiş. Üzerinde Buhara giysisi, elinde Kur'an bulundurduğu ve konuştuğu dil Arapça olduğu halde, bunun dilini anlayan olmadığından bana getirdiler. Benim onunla ana dilinde konuşmamdan sonra aslında İranlı ve ana dilinin Farsça olduğu anlaşıldı. 12 yıllık harp okulundan mezun olduğunu, Afganistan ordusu hizmetinde ve albay rütbeli olduğunu söyledi.
Kendi hükümeti tarafından Afganistan-Doğu Türkistan sınır istihkâmını koruma vazifesine tayin edilip gelmiş. Doğu Türkistan Müslümanlarının azatlık yolunda Çin'e karşı başlattığı inkılâbı işitip din kardeşlerine yardım etmek için fedaî olarak geldiğine Kur'an kaldırıp yemin ederek beni inandırdı.
Bu inancımızla ona Merkezî İdaremizin yanında yatacak yer ayırdık. Günden güne bunun kendi dediğinden de fazla hünerleri olduğu ortaya çıkmaya başladı. Bildiği dillerin dışında Rusça, Almanca ve Fransızcaya da aşina olduğu anlaşıldı. Kim olursa olsun ondan istifade etmek gerekir diyerek komutan-koruma evlatlarımızı askerî talim öğrenmeleri için ona teslim ettik. Kendisine özel olarak iyi bir at verip baştan ayağa giyindirdik. Bu hal ile 2-3 ay geçirdi.
Bu arada kendisinden şüphe uyandıran işler sadır olup hapishaneye alınınca, denetim neticesinde ve kendi ikrarınca özel vazifelerle gönderilmiş bir İngiliz casusu olduğu malum oldu. İşte bu iş, medenî âlemdeki siyasetçi ve hükümetlerin kendi çıkarlarını sağlamaya ne kadar önem verdiklerini gösteriyor. (Sagunî,2024: 87)
Alihan Töre Sagunî, (2024), Doğu Türkistan Bağımsızlık Savaşı, İstanbul: Tarih&Kuram Yay,