DİRİLİŞ GENÇLİĞİNE ÖNSÖZ *


Adnan Yılmaz **

Millet olarak sâhib olduğumuz ve tarihî süzgeçten geçen değerlerimizi kendi insânımıza ve bütün insânlığa tanıtmak kültürel kalkınma açısından son derece önemli olduğu gibi aynı zamanda insanî bir sorumluluktur.Bu ülkenin önünü açacak, gençler yetiştirmek hepimizin büyük hedefi olmalıdır.

Bizim büyük sorumluluklarımız var. Uyanmak, farkında olmak, diri olmak ve diriliş yapmak. Meselesi büyük olan insânın mesuliyeti büyüktür.

Hakîkati arayanlara ve bu yolda alın teri dökenlere selâm olsun!

Hedef öncü kuşak tohumları ekmek ve yetiştirilmesi aşk ve heyecânına müdrik olmaktır.Önde gelen değerlerimizden biri olan Sezâî Karakoç, edebiyatımızın geleceğini şekillendirmesi ve bu bağlamda topluma katkıları açısından önemli bir yere sahibdir.

Üstâd Sezâî Karakoç ki şâirliğinin yanında fikir, sanat ve edebiyat alanında yazdıkları ile sanat ve edebiyat dünyâsına damgasını vurmuş âbide şahsiyetlerden birisidir.

Eserlerinde, bir tarâftan İslâm Medeniyeti’nin geçmişindeki parlak dönemlerine göndermelerde bulunan Üstâd Karakoç bir tarâftan da medeniyetimizi “İhyâ Hareketi” diye adlandırabileceğimiz yeniden “Diriliş” fikri etrâfında derinlemesine tahlil ve sentezlere varmaktadır.

Onun şiirlerinde ve tefekküründe mazi, özlenen bir hatıra, yeniden yaşanılabilir bir medeniyet tasarımının ilkeleri gizlidir.

Bu yönüyle Karakoç, Yahyâ Kemâl’in:

“Ne harabî ne harabatîyim

Kökü mâzîde olan âtîyim…”

Dizelerindeki derin mânââyı fazlasıyla hak eden sanatkâr, ideolog ve bir tefekkür adamı olmakla simgelenmiştir.

Onun düşünce dünyâsı, medeniyeti İslâm ve Hakîkat tezi çerçevesinde olgunlaşıp gelişir.

Onun zihninde, düşüncesinde ve kaleminde insânlığı kucaklayacak yeni bir medeniyeti nasıl ihyâ edebilirimin kaygısı vardır.

'Diriliş Nesli’nin Amentüsü’nde ortaya koyduğu umdeleri, “Tâhâ’nın Kitâbı”nda “Tâhâ” adıyla sembolleştirdiği örnek bir gence ödev olarak yüklemiş; bu yönüyle de Türk edebiyatında “Âsım’ın Nesli” gibi ideal insân anlayışına kendi bakış açısından katkıda bulunmuştur.

Her sanatçı, mütefekkir; içinde doğduğu kültürel dünyânın hem mîrâsçısıdır hem de onu geliştiren, yeniden oluşturan emekçisidir.  İdeali olan “ufuklar ve daha ötesini” göstermek ister.

Bir kez daha vurgulamak gerekir ki Sezâî Karakoç, yaşadığımız çağı ve bu çağı oluşturan kültürel temelleri bilinçle kavramış bir düşünür ve sanatçıdır.

O, Batı’nın ve Doğu’nun kültürel dünyasını özümsemiş, onu bilimsel olarak tetkik etmiş bir düşünürdür.

Diriliş düşüncesini, 200 yıllık değişim maceramız ile insânımızı ve medeniyetimizi kuşatan gerçekleri bir bütünlük içinde olanca derinliği ile anlamış ve anlatmıştır.

O, büyük millet fotoğrafını bir bütün hâlinde çekmeyi, onu sanatı ve düşüncesiyle bir ideale dönüştürmeyi başarmış bir bilincin, bir sesin sâhibidir.

O, ülkemizin yetiştirdiği düşünce ve kültür hayatıyla yakından ilgilenen herkesin tanıyıp sevdiği değerli bir yazar, şâir ve dâvâ adamıdır.

Hayâtdayken hakkında en çok kitâb ve makale yazılmış önemli isimlerden biri olması ise hiç de tesadüf değildir.

Toplumların yetiştirdiği düşünce, sanat ve ilim adamlarına karşı herkesin gerekli saygı ve ehemmiyeti göstermesi toplumların daha üretken ve daha verimli olabilmesi için kaçınılmazdır.

Toplumların söz konusu kişilerin değerini takdir etmek ve onları gelecek kuşaklara tanıtmak gibi bir borcu bulunmaktadır. Kaleme almış bulunduğum bu kitâbın temel amacı da işte bu borcun ödenmesine küçük de olsa bir katkıda bulunulmasından ibarettir.

Bu çalışmamızda düşünce ve dâvâ adamı Sezâî Karakoç’u bizzât kendi ifâdeleriyle tanıtmak için yorumdan ziyâde alıntılara yer vermeye âzamî ölçüde gayret ettik.

İstedik ki gençlerimiz üstâdımızı kendi ifâdeleri ve üslûbuyla tanısın.Maksadımız gençlere ve nesillerimize ideal modeller sunarak onların kişisel gelişimlerine katkı sunmaktır.

Peki, neden gençlik?

Evlâdlarımızı vatânını, milletini, bayrağını ve devletini seven îmânlı ve inançlı birer genç olarak yetiştirmek hepimizin boynunun borcudur.

Çünkü “Gençlik ülkemizin umududur, geleceğidir. Gençler 21. Yüzyılın daha büyük, daha güçlü Türkiye’sinin de mimarlarıdır.Bu gençlik, Anadolu kıtasındaki dâvâ taşını gediğine koyan bir gençliktir.”

Millî Şâirimiz Mehmed Âkif’in;“ne büyük şey kul için, hakkı tutup kaldırmak” sözüne adanmış bir gençliktir.

Milletlerin bugününü, yarınını ve istikbâlini emalânet edecekleri yegâne sermayesi gençlerdir.

Öncü kuşak olacak gençlerimize rol model olarak diriliş fikrinin öncüsü büyük mütefekkir, şâir ve yazar Sezâî Karakoç ile bir nebze de olsa buluşturabilmenin heyecânını ve aşkını duyuyor olmaktır.

“Bismillah” diyerek 41 yıllık hizmetkârlık tecrübemizin ardındaki “Halka Hizmet Hakk’a Hizmettir” düstûrunu aktarmak ve bu vesileyle Allâh’ın rızâsını kazanmaktır.

Evet, çalışmalarımıza hız verip bu uğurda ilk adımımızı attık.

Her şey zaten atılan ilk adımla başlamıyor mu? Genç nesle, unutulmaya yüz tutan değerlerimizi hatırlatmak, millî ve manevî değerleriyle buluşturmak için yola koyulduk.

Azîz milletimize yön vermiş kahramanlarımızın unutulup gitmesini değerlerimizin yok olmasını istemiyorsak “Diriliş Nesli’ne “ihtiyâcımız vardır.

Derdi; devlet, vatân, millet, ezân, bayrak olan herkesin başımızın üstünde yeri vardır ve onlar bu milletin temel taşıdır. Biz de azîz milletimizle, yüce devletimizin dünyâda en güçlü ve lider ülke olma vizyonuna katkıda bulunmak arzûsuyla bu kitâbımızı yazmaya gayret ettik.

Dertleri, gâyeleri, hedefleri; din, devlet, vatân, millet, bayrak ve ezân olan son asrın düşünce hayâtına damgasını vuran üç isim vardır ki, bizim îlim ve irfân hayâtımızda çok müstesna yerdedirler.

Hemdert olduğumuz bu üç mümtâz, şahsiyeti gençlerimize, çocuklarımıza bir yönüyle olsun tanıtabilmek gâyesiyle nacizane bir çalışma içine girdik.

Bu örnek üç güzel isimden ilki bütün mesaisini hatta ömrünü Âsım’ın Nesli’ni yetiştirmeye adamış ve:“Âsım’ın nesli… diyordum ya… nesilmiş gerçek.

İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek.”diyen millî şâirimiz Mehmed Âkif Ersoy idi.

Onunla ilgili duygu ve düşüncelerimizi paylaştığımız, “Selâm Sana Âsım'ın Nesli” ve’’Milletin Sesi Mehmed Akif Ersoy’’ adını verdiğimiz çalışmalarımız hamd olsun iki kitâb halinde farklı yıllarda yayımlandı. Okuyucumuz güzîde gençlerimizle buluşturduk ve onlarla kucaklaştık.

Yine ömrü boyunca fikirlerinden asla taviz vermemiş edebiyatımızın Sultânü’ş-Şuârası  düşünce dünyâmızın dâhisi, kalemini ve konuşmalarını dâvâsına adamış:

“Tohum saç, bitmezse toprak utansın!

Hedefe varmayan mızrak utansın!”

diyerek dâvâ taşını gediğine koyulmasını gençlikten bekleyen Necîb Fâzıl Kısakürek üstâdımızla ilgili yaptığımız kitâb çalışması “İdeal Gençlik ve Dâvâ Taşı” adıyla vücûd buldu ve gençlerimizin büyük ilgilerine mâtûf oldu.

Sacayağının tamamlanması için, fikir dünyâmızın müstesna insânı, Diriliş davâsının mimârı, Sezâî Karakoç ile ilgili çalışmamızı da nihayet tamamlayarak üstâd  hayatdayken “Yeniden Diriliş Gençliği” adıyla yayımladık.

Sezâî Karakoç’un 16 Kasım 2021 târihinde vefâtının ardından ise; ‘’Sezâî Karakoç ve Yeniden Diriliş Gençliği’’çalışmamızı 2022 yılı Ocak Ayında tamamladık.

O, Sezâî Karakoç ki; eğitim ve öğretimin aslî gâyesinin öz medeniyetimizi gençlerle buluşturmak olduğuna yürekten inanır.

İnsânımızın, özellikle gençliğimizin bilgi, ahlâk ve ideallerinin en üst seviyede olması için gayret gösterir.

Okulların sâdece öğretimin sağlandığı yerler olarak değil, aynı zamanda ahlâkça yüksek, üstün karakterli ve erdem sâhibi gençler yetiştiren kurumlar olduğunu düşünür.

Bir ülkenin eğitim ve öğretim programının temeli; dâvâsına sâhib, inançlı, yurt ve millet sevgisiyle dolu, adâletli, merhamet ve insân sevgisi taşıyan, “Yaratılanı Severim Yaradandan Ötürü” anlayışıyla; çalışan, bilgili, çok yönlü, üretken, yeteneğini ve kapasitesini sonuna kadar kullanabilen, teoride derin, pratikte mümkün olduğunca ehil gençler yetiştirmektir.

Elinden ve dilinden herkesin emin olduğu bir gençlik yetiştirmek Sezâî Karakoç’un en büyük hayâlidir.

Bu düşünce; Mehmed Âkif’te Âsım’ın Nesli, Necîb Fâzıl’da Büyük Doğu Gençliği ve Sezâî Karakoç’ta ise Diriliş Nesli üzerinde “ideal gençlik” olarak tezahür etmektedir.

Karakoç’a göre bir bakıma diriliş; geleneğin ve öz değerlerin yüreğimizin derinliklerinde filizlenerek toplumu yeniden değiştirip dönüştürmektir.

Bu sebeple Karakoç samimi, izzet sahibi, başı dik bir gençlik yetiştirmeye her şeyden daha fazla önem vermiştir.Biz insânlığın huzûrlu ve aydınlık geleceği için büyük düşünmek mecburiyetindeyiz.Bu yüzden Diriliş Nesli’nin yetişmesi çok önemli bir dâvâmızdır.

Toplumun değerleriyle uyumlu iyi insân, güzel insân yetiştirmek hepimize düşen şerefli bir paydaşımız, görev aşkı ve heyecânımızdır.

Şahsiyetli bir gençlik, rûhun mütemmimleri olan akıl, irâde ve vicdân üçlüsünü aktif olarak kullanacak taklitçi değil tahkikçi bir gençlik ancak bu tür çalışma ve gayretlerle mümkün olabilecektir.

Bu uğurda herkes üzerine düşen büyük sorumluluğun gereğini müdrik olmalıdır.

Böylelikle; işini en iyi şekilde yapan, aklı başında bir gençlik, Hakk’ın hatırını her hatırın üzerinde tutan ve hakîkatin tâlibi olduğunu bilen bir gençlik ..

Târihin büyük adanmışları olan Nebî'lerin izinde yürüyen, birbirinin ve insânlığın umudu olan bir gençlik,

Kur’ân ahlâkı ile ahlâklanan, Allâh Resulü’nü örnek alarak yaşayan ve hayâta taşıyan, istikbâlin güvencesi bir gençlik..

İyiliğin yeryüzündeki mayası olmaya talip olan, Allâh’ın yeryüzünü o yüzyılın yüz akının mayaladığı, sorumluluk alan, gönlü tok, gözü keskin, sözü doğru, özü kavî bir gençlik göz aydınlığımız, gönül sürurumuz olacaktır.

Kıymetli gençler!

Sizler bizim en değerli varlığımız; bir yandan asil geçmişimizin meyvesi, bize emânet göz aydınlığımız, diğer yandan da bir güneş gibi parlayacak geleceğimizsiniz.

Bu nedenledir ki sizlerden nacizane beklentimiz; bir elinizle değerlerimizi yükseltirken, diğer elinizle geleceğe değerli atılımlar yaparak çift kanatlı olarak mukaddes bir mîrâsı devralıp gelecek nesillere daha da diri, iri ve birlik içinde bırakabilmenizdir.

Yeniden dirilişe şafak yağmuru olacak siz gençler; İstikbâl sizlerin, azîz milletimizin evlâdlarının olacaktır.

Asla ümîdsizliğe düşmeden azîmle çok çalışınız, değerlerimize ve kendinize olan güveninizi hiçbir zaman kaybetmeyiniz.

“Çünkü inanıyorsanız elbette üstünsünüz…”

Bu çalışmanın, Üstad Sezâî Karakoç’un eşsiz eserlerine bir köprü ve fihrist olmasını ümîd ederim.

Merhûm Üstâd Sezâî Karakoç; samîmi, azîz, başı dik bir şahsiyettir. Aşk ile yoğrulmuş, şiirle kanatlanmış, derviş sabrı ile kök salmış Diriliş Nesli’nin Mimârıdır.

Eğilip bükülmeden, yiğitçe bir duruşla insânlığa seslenen, bir ömür boyunca devam eden uyanık kalabilme ve uyandırma çabasının simgesidir. Hatta o kadar ki onun duygu derinliği ve ufuk genişliği anlaşıldığında dünyâda çok şey değişecektir.

Büyük mütefekkir, şâir ve yazar Sezâî Karakoç 88 yaşında16 Kasım 2021 târihinde İstanbul da vefât etti. Diriliş düşüncesinin mimârı olan Karakoç, Türk edebiyatına kattığı sayısız eserle hafızalara kazındı.

Karakoç'un cenazesi, 17 Kasım 2021 târihinde ikindi namâzını müteâkib İstanbul Şehzâdebaşı Câmisinde kılınan cenâze namâzının ardından câminin haziresine defnedildi.

Müslümânca duruşun, düşünüşün ve duyuşun mimârı, Sezai Karakoç diyor ki;

Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır.

Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır.

Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimâr vardır.

Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır.

Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır.

Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır.

Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır.

Senden ümîd kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır.

Sevgili.! Ey sevgili.!

“Sezâî Karakoç ve Yeniden Diriliş Gençliği” adlı bu çalışmanın hâzırlanmasında emeği geçen bütün dostlarıma çok teşekkür eder ve kendilerine şükrânlarımı sunarım.

Söz odur ki; kalbden çıkıp kalbe ulaşsın.

Çalışmak sözünüz, gelecek mîrâsınız olsun.

Bu çalışmada eğer bir kusur ya da nâkise varsa bendendir. Gayret bizden tevfik Allâh’dandır.

 

* Sezai Karakoç ve Yeniden Diriliş Gençliği, NG Yayıncılık,(Önsöz)

** Adnan Yılmaz /Emekli Vali

 

Güncel Haberler