DEPREM BÖLGESİNDEN GELEN VERİLER, ÇÖZÜMÜN KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİNE HIZ VERMEKTEN GEÇTİĞİNİ GÖSTERİYOR


Mehmet Acet/ haber 7/ 16.02.2023

10 ili vuran depremlerden sonra yürütülen ve hızla mesafe alınan hasar tespit çalışmaları, yıkımın çerçevesine dair yeni fikirler elde etmemizi de sağladı.Bu çalışmaların sonucunda çok önemli bir veri karşımıza çıkmış durumda.Nedir o veri?

Yıkılan ya da ağır hasarlı olduğu için yıkılması gereken binaların yaklaşık %98,5’i, 1999 yılı depremi öncesinde inşa edilen yapılara ait.

Örneğin;Adıyaman Merkez’de yıkılan 1075 binanın %97,4’ünün, Hatay Merkez Antakya’da yıkılan 538 binanın %97, 9’unun, Gaziantep Nurdağı’nda yıkılan 1497 binanın %98,6’sının 1999 öncesi inşa edilmiş, yapı denetim hizmeti almamış binalar olduğu belirlendi.

Bunun yanı sıra;Orta hasar veya daha yıkıcı etkiye maruz kalmış olan binalar üzerinde yapılan incelemelerde ise, bu binaların %95’inin yine 1999 depreminden önce yapılan eski binalardan oluştuğu, proje ve yapı denetim desteği almadığı tespit edildi.

Bu durum, 1999 sonrası yapılıp da depremde yıkılan ya da ağır hasar alan binaların soruşturulması, neden yıkıldıkları ya da ağır hasar aldıklarının belirlenmesi ihtiyacını gidermiyor tabi.

Aksine, işin bu kısmına daha fazla ihtimam gösterilmesi gerekiyor.Çünkü eski binaların zayıf malzeme, denetimsizlik vs. gibi gerekçelerle yıkıldığı zaten herkesçe biliniyor.

Ama ilerleyen yıllar içinde hem malzeme niteliği, hem yönetmelikler, hem de denetim imkânları geliştiği halde, %1,5 oranında bile olsa bu binalar neden yıkıldı sorusunun cevapları mutlaka bulunmalı ve belirlenen hata/noksanlar üzerinden yeni dersler çıkarılıp, yeni önlemler hayata geçirilmeli.

Ama her durumda, yıkık ya da ağır hasarlı olan binaların oranının %,1,5 seviyelerinde çıkmış olmasının karşımıza çıkardığı önemli ve olumlu bir gerçek var:

O da şu:Aslında, yeni yönetmelikler ve yapı denetim uygulamasıyla denetlenen, yeni yapılan yahut yenilenen binaların büyük bölümü bu depremde de başarılı bir sınav vermiş.

“Bu depremde de” diyorum, çünkü yakın zaman yaşanan diğer depremlerde de, örneğin, Van-(2011) Elazığ/Malatya (2020), İzmir (2020) yıkılan, ağır hasar gören binaların hemen hemen tamamının 1999 öncesinde yapılan binalar olduğu anlaşılmıştı.

(Geçen Kasım ayında Düzce’de yaşanan depremde ise, kentin yeniden yapılaşması büyük ölçüde tamamlandığı için, hiç hasar oluşmadı.)

Marmara depreminden sonra inşa edilen binalarda yıkım oranının %1,5 oranında kalmış olması, iyi tarafından bakarsanız deprem yönetmeliklerinin, yapı denetim sisteminin işe yaradığını gösteriyor.

İstanbul Ne Durumda?

Yani aslında depreme karşı daha korunaklı binalarda yaşama anlamında doğru yoldayız.Ama hızlanmak, daha hızlı hareket etmek, daha kararlı ilerlemek gerekiyor.

Bundan sonra yaşanacak depremlerde bu kadar ağır sonuçlarla karşılaşmamamız için yapılması gereken şey çok açık aslında.Zemin etüdü iyi yapılmış, yönetmeliklere uygun, yapı denetimi iyi yürütülmüş konutlar üretmek.Daha doğrusu üretmeye devam etmek…

AK Parti iktidarının 2012 yılında bir seferberlik ruhuyla başlattığı kentsel dönüşüm projelerinde önemli bir mesafe kat edildiği rakamlarla anlaşılabiliyor.

Bu konularda gerçekten çok başarılı bir performans sergileyen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un geçen Kasım ayında yaptığı paylaşımdan örnek verelim:

Kurum, ​​"Neden mi kentsel dönüşüm?", "Neler mi yaptık?" başlıklarıyla yaptığı paylaşımda şöyle demişti: “Şimdiye kadar, 3 milyon 200 bin konut yenilendi, 81 ilde 922 ilçede 250 bin konutun dönüşümü sürüyor. 6,6 milyon ev ve iş yeri denetimi tamamlandı. 24 milyon vatandaşımız depreme dayanıklı konutlarda oturuyor."

Kurum, 2035 yılına kadar kentsel dönüşüme girmemiş tek yapı bırakmamanın hedeflendiğini vurguluyor aynı açıklamasında.

İstanbul’da ise, 300 binden fazla konut yine AK Parti yönetimi tarafından dönüştürülmüş.Bakan Kurum’un açıklamasına göre, “İstanbul'da 93 bin konutun dönüşümü sürüyor."

İmamoğlu, Kentsel Dönüşüm Konusunda Verdiği Sözleri Yerine Getir-E-Medi

Buna karşılık İstanbul Büyükşehir Belediye’sinin kentsel dönüşüm konusunda Merkezi yönetimin hızına yetişemediği gibi, yapılan işlerin verilen sözlerin çok gerisinde olduğu bir gerçek.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, seçimden önce her yıl 20 bin olmak üzere 5 yılda İstanbul’a 100 bin yeni konut yapacağı sözünü vermişti.İBB’nin Kentsel Dönüşüm projeleri için KİPTAŞ üzerinden ilerlediği anlaşılıyor.KİPTAŞ’ın internet sayfasında inşaatı biten ve devam eden projelere dair bilgiler mevcut.Ancak, bu projelerin sayısının verilen sözlerin çok çok gerisinde olduğu, KİPTAŞ’in kendi verdiği bilgilerden bile kolayca anlaşılabiliyor.

AK Partili ilçe belediyelerinden birinin Belediye Başkanı, İBB’nin söz verip de yerine getirmediği vaatlerle ilgili şöyle diyor: “Şimdiye kadar sadece tespitler yaptılar kendilerine göre, Onun dışında bol bol demeç verdiler. Bölgelerin tespitlerini yaptıklarını, kategorize ettiklerini söylüyorlar. Kiptaş’ın yaptığı birkaç tane proje var. Onlar da bizim dönemimizde başlayan projeler.Toplam 5 bin konut olmamıştır yaptıkları.”

Bundan sonraki ilk yıkıcı deprem için herkes İstanbul’u adres gösterdiğine göre İstanbul Belediyesi’nin de bu işe dört elle sarılması lazım artık.

 

 

 

 

 

Güncel Haberler