Ortadoğu ve Balkan Coğrafyası ile ilgili özgün tesbitleri olan, İktibas Dergisi’nin kurucularından Süleyman Arslantaş’ın anlatımlarınyla Bosna’da yıllar önce neler olduğunu çözümlemek mümkün. Süleyman Arslantaş’a kulak verelim:
(…..) Amerika'da Dayton Anlaşması görüşmelerini yapıyorken biz de birkaç arkadaşımızla Bosna'daydık. Henüz savaş sona ermemişti.
Visego şehrinde Bosnalı bir ailenin evini ziyaret etme gereğini duymuştuk. Gittiğimiz zaman karartma var, fakat yukarıdan evin çatısının altına geldiğimizde ilahi sesleri geliyordu. Kapıya vurduk içeri girdik. Bizimle beraber olan Bosna kökenli bir arkadaşımızın da tanıdığı bir evdi. Evde aşağı yukarı 65-70 yaşlarına gelmiş bir büyükanne vardı. 5 tane çocuk var. O büyükanne çocukların eğitimi ile ilgileniyordu. Zira o hanımefendinin bir kızı bir oğlu Bosna'da Şehit edilmiş. Keza damadı da Şehit edilmiş. Hem kızından hem oğlundan yetimler var başında. Ve iki tane de genç bayan var onun yanında.
O büyükanne bize şunları söyledi: Aliya İzzet Begoviç Bosna’nın yok olmasına engel olmak için bu anlaşmayı Evet deme noktasına geldi.Biz aslında bu topraklarda aidiyetimizi kaybetmiştik. Hristiyanlardan, Sırplardan kız alıp kız vermeye başlamıştık.Onların yaşam biçimi neyse biz de onlar gibi yaşamaya başlamıştık.Evet şu kadar kayıp verdik. 230 bin kadınımızın kızımızın ırzına tecavüz ettiler. Ama biz bütün şehitlere bütün bu kayıplarımıza rağmen yeniden kimliğimizi ve aidiyetimizi kazandık (Arslantaş,2013:415).
(…..) Nitekim Bosna Savaşı sırasında Bosna Milli Marşının yazarı Cemalettin Latiç'le yaptığımız bir röportajda bir anısını anlatmıştı. Bu olayda o katliamların onlara yeniden bir kimlik kazandırdığı hiç kaçınılmaz bir şekilde gözlemleniyor. Cemalettin Latiç dedi ki “Biz askerleri dizdik savaşa başlayacağız. Dedim ki bildiğiniz duaları okuyun.Ama gördüm ki askerler hiçbir şey bilmiyorlar. Bildikleri tek İslami kelime Merhaba… Merhaba merhaba diye dua ediyorlardı (Arslantaş,2013:416).
Arslantaş Süleyman,(2013), Ankara’da 45 Yıl,İstanbul:Beyan Yay