ALİYA İZZETBEGOVİÇ’DEN YOLDAKİ İŞARETLER


Bugün, Bosna Hersek Kurucu Devlet Başkanı Aliya İzzet Begoviç’in vefatının 18.senei devriyesi. Bu münasebetle bu bilge mütefekkirin  ‘Özgürlüğe Kaçışım’* kitabında yer alan Doğu ve Batı dünyasına dair özgün tesbit ve tahlillerini sizlere sunuyoruz:

 

“Hayat inanan ve salih amel işleyenler dışında”(El Asr suresi) hiç kimsenin kazanamadığı bir oyundur ” (Begoviç,2015:5).

 

Alkolle ilgili yasaklanmanın dini bir yasaklama haline gelmesinin sebebi muhtemelen şudur. Çünkü din; bu zarar ve fayda hesabına kayıtsız kalabilir.Fakat insan saygınlığının ihlaline kayıtsız kalamaz (Begoviç,2015:7-8).

 

Doğru adam sevdiklerine karşı, ya da en fazla ihtimam gösterdiği şeyler hakkında en sert şekilde konuşur (Begoviç,2015:9).

 

Bazı insanlar sadece biyolojik olarak canlıdırlar. Hissi ve psikolojik olarak ise ölüdürler. Canlı olmak her şeyden önce  ruhça canlı olmak demektir (Begoviç,2015:11).

 

Hakiki bir adam kendi insani vazifesini yerine getirir veya onu yerine getirme uğraşında kendini tüketir. İnsan dediğimiz şeyin başı ve sonu budur  (Begoviç,2015:12). Çünkü hayvanlarda yaşar. İnsan olmak için biyolojik hayatın ötesinde bir şeylere sahip olmak gerekir. Sorun nasıl yaşandığı değil, niçin yaşandığıdır (Begoviç,2015:12). İşte ancak hayata katlanabilenler ölüme katlanabilirler. Çünkü hayat ölümden daha zor ve daha tehlikelidir (Begoviç,2015:13).

 

Hakiki aşk, sadece asil bir kalpte yerleşmeyi seçer. Bencil kalpleri sevmez. Dante cehennemin 9. ve en kötü katını  hainlere ayırmış (Begoviç,2015:15).

 

Güçlü şahsiyetler olabilir. Bunlar sadece içinde faaliyette bulundukları toplum veya çevre zayıf olduğu için güçlü olan şahsiyetlerdir (Begoviç,2015:15).

 

Allah'ım! Dürüst ama kalbi olmayan doğru insanlardan sana sığınırım. Allah'ım beni onların kalpsiz dürüstlüğünden koru (Begoviç,2015:17).

 

Adalet, isbata ihtiyaç duymayan az sayıdaki şeyden biridir. Adalet ve hakkaniyete olan ihtiyacı ispatlamak, ya kalbi olanlar için abes, ya da kalbi olmayanlar için faydasız bir iştir. (Begoviç,2015:20).

 

Karanlığa alışmış olan köstebekler, ışığa müsamaha gösteremezler. Onlara göre karanlık normal durumdur. Işık ise gayritabii ve tahammül edilemez bir şeydir. Bazı insanlar onlara benzer: Karanlığı alışmışlardır ve ışıktan hoşlanmazlar (Begoviç,2015:21).

 

Terbiye sadece güzel bir ahlak meselesi değildir. Aynı zamanda bir zevki selim meselesidir (Begoviç,2015:30).

 

Kişinin ölümü de hayatı kadar değerlidir (Begoviç,2015:31).

Akıllı adam nasıl konuşulacağını bilir. Hikmet sahibi adam ise nasıl suskun alınacağını bilir (Begoviç,2015:34).

 

Dürüstlük bilgiden üstündür. Ama iyi ve dürüst bir insanın bayağılığını ve beceriksizliğini gerçekten affetmeyi asla başaramadığımı itiraf etmek zorundayım (Begoviç,2015:37).

 

Mükemmeli başaramayız, fakat yapabileceğimiz bir şey var.Daha fazla insan olmak için, her insanın daha fazla insana benzemesi için, daimi olarak gayret gösterebiliriz (Begoviç,2015:38).

 

Huxley kendi köleliklerini sevmelerini sağlanan bir köleler toplumundan bahseder.Bu vazife bugünün totaliter devletlerinde Propaganda bakanlıklarına, gazete yayınlarına ve öğretmenlere havale edilmiştir (Begoviç,2015:88).

 

Totaliter bir toplum halkın yetiştirilmesinde ve eğitiminde tekdüzeliğe meyil eder.Çünkü bu manipülasyonu kolaylaştırır.Tekdüze insanların davranışı daha kolay kontrol edilebilir ve öngörülebilir. Mevcut biçimlere daha iyi uyar (Begoviç,2015:83).

 

Bir parti yetkilisinin kiliselerin yerini neyin alacağı konusundaki sorusunu Lenin şöyle cevaplamıştı: Tiyatrolar (Begoviç,2015:91).Yıkma ve tahrip etme tutkusu radikal solun hakim temayülüdür (Begoviç,2015:92).

 

Bürokrasinin kaidelerinden biri şudur: Hiçbir şey yapmamak daha iyidir. Çünkü hiçbir şey yapmayan hiç hata yapmaz. Hiç kimse fiilsizlik sebebiyle sorumlu tutulamaz. Bürokrasinin statüko taraftarı olmasının ve her yeniliğe karşı çıkmasının sebebi budur (Begoviç,2015:102).

 

En güzel şekilde tasarlanmış müesseseler bile belli bir zaman sonra yaşlanır, taşlaşır ve kendi dahili hayatlarını hatta hakiki ve asli anlamlarını yitirirler (Begoviç,2015:107).

 

Sorun şu sosyal müesseseler mi yoksa insanların kalplerini mi değiştirmeli? Tek doğru cevap, her ikisini de şeklindedir. Bu kez “Nereden başlamalı?” sorusu akla gelir. Tabii ki kalpten (Begoviç,2015:124).

 

Hakiki vatansever, vatanını diğerlerini üstün tutan değil, vatanının söz konusu övgüye mazhar olmasını sağlayacak şekilde hareket edendir. Bu kişi övgü ve ihtişamdan daha ziyade vatanın değer ve saygınlığına riayet eder (Begoviç,2015:125).

 

Avrupa tuhaf bir yer. Kendisini demokrasinin beşiği ve muallimi olarak görür. Ama aynı zamanda diktatörlükler ve totaliter fikirler konusunda sıradışı bir kabiliyet gösterir (Begoviç,2015:130).

 

Ben olsam Müslüman doğudaki tüm mekteplere eleştirel düşünme dersleri koyardım. Batının aksine Doğu bu acımasız mektepten geçmemiştir ve birçok zaafın kaynağı budur  (Begoviç,2015:130).

 

Doğuştan kör olan birine gökkuşağının veya gün batımını güzelliğinden bahsetmek beyhude bir iştir (Begoviç,2015:132).

 

Propaganda ve öğreti telkini şartlı refleks psikolojisine, yani hayvan psikolojisine dayalıdır ve bu bilinçte birbirleriyle irtibatlı kandırılmış çiftler oluşturmayı arzular (Begoviç,2015:132).

 

Tarih, esasen adil bir hâkimdir. Hak edilmemiş bir mağlubiyet yoktur. Halklar, hak ettikleri kaderle tarih sahnesinden çekilirler.Aynı şey medeniyetler için de geçerlidir.Onlar öncelikle şiddete dayalı bir ölümle ölmezler. Kendi hastalıkları yüzünden ölürler.Barbarların akınları yalnızca yaşama ve kendisini koruyup savunma kabiliyetini kaybetmiş olan bir medeniyete indirilen son darbe durumundadır (Begoviç,2015:134).

 

Totaliter rejimler aptal, kabiliyetsiz ve korkak insanların bir tehdit teşkil etmediğini çabucak anlarlar ve dolayısıyla onları destekleyip teşvik ederler (Begoviç,2015:138).

 

Yöneticinin ya da Otoritenin konumu bir halkın medeniyet seviyesinin neredeyse şaşmaz bir ölçüsüdür. Gerçekten Medenileşmiş insanlar üzerinde tiranlık mümkün değildir. Bu tür insanlar yönetimin hukukun denetimine konulması için gerekli olan dahili ve harici gelişimin tüm karmaşık aşamalarını kat etmişlerdir (Begoviç,2015:139).

 

İmparatorluğun sona ermesi öncesinde Roma ordusu sadece süvarilerden oluşuyordu.Dünyayı piyade olarak fethettiler, süvari olarak kaybettiler (Begoviç,2015:139).

 

Göbbels, radyoyu devletin (Tabiiki totaliter bir devletin) manevi silahı olarak adlandırmıştır.Ona inanmamak için hiçbir gerekçe yoktur. O daha 1925'te Almanya'da her evde bir radyo bulunmasını önermişti (Begoviç,2015:153).

 

Ortaçağ’ın en Hristiyan şairi olan Dante, papaları cennete yerleştirmez. Onları cehennemin 8. katında buluruz (Begoviç,2015:217).

 

Hristiyan ahlakı sevgi üzerine yoğunlaşır.İslam ahlakı ise iyi amel üzerine yoğunlaşır.İncil şöyle der: Başkalarını Sev. Kur'an ise şöyle der: Başkalarına İyilik Et.  İlki bir duygudur. İkincisi ise bir fiil. İncil’in sevgiden bahsetmesi kadar sık bir şekilde Kur'an da salih ameller işlemekten bahseder (Begoviç,2015:235).

 

Bir toplumun mihenk taşı, onun düşmanlarına, muhaliflere hastalara muhtaçlara ve yaşlılara yönelik tavrıdır.Hiçbir hümanizmin bulunmadığı bir ütopyada bu insan tabakaları ölüme mahkum edilir. Belki açıkça  olmasa da zımnen. Onlar orada mevcut değildirler (Begoviç,2015: 248).

 

“Başkaları tarafından yazılan tarihimiz hakkında dikkatli olmalıyız.” Cezayirli yazar Abdulkadir Mehdet şöyle der: Bir halk kendi tarihini kendi yazmazsa başkaları onu kendi açılarından onlar adına yazacaktır (Begoviç,2015:314).

Hedefimiz mükemmel insan değildir, hele mükemmel toplum hiç değildir. Tüm istediğimiz normal insanlar ve normal bir toplumdur. Allahım, bizi her türlü "mükemmellik”ten muhafaza et! (Begoviç,2015:320).

* Begoviç Aliya  İzzet,(2015),Özgürlüğe Kaçışım,İstanbul:Klasik Yay

Güncel Haberler