İNSANIN DEĞERİ *

Prof.Dr Mustafa Samastı**

Her şey hazır olmuş, yerler, gökler, melekler, cinler, dağlar, ağaçlar, hayvanlar, bitkiler, karalar ve denizler...

 

Yeryüzü donanmış ve sonunda, çok çok uzun bir süreçte, akıl ve iradesiyle, hem sadakatin ve hem de ihanetin nüvesini üzerinde barındıran insan, sınanmak üzere misafir edilmiş, doğru olan yol kendisine gösterilmiş, inanıp şükretmesi yahut nankörlük etmesi kendisine bırakılmıştır.

 

“Biz ademoğluna bol bol ikram ettik, onu üstün ve şerefli kıldık...” (İsra, 70)

 

“İnsan, göklerin, yerin ve dağların yüklenemediği emanet sorumluluğunu üstlendi, ancak o, zulüm ve cehalete son derece meyyaldir.” (Ahzab,72)

 

Bu sorumluluk insanın cüzi iradesine karşılık gelir.

 

İnsan bizatihi kendisine verilen özelliklerle değil, bu özellikleri kullanarak ortaya koyduğu değerler itibariyle kıymetlidir. Zira insan kendisini arındırıp olgunlaştırdığında en değerli yaratık olduğu kadar, nefsinin ve kötü arzularının esiri olduğunda da yaratıkların en kötüsü (hayvanlardan bile aşağı mertebede) olabilmektedir.

 

İnsan, akıl ve iradeyle donatılmış, bunların doğru kullanımı ona vahiy ile öğretilmiştir.

 

İnsanın değeri kendi çabasının ve iradi tercihinin hasılasıdır.

 

“Biz, her insanın kaderini kendi boynuna doladık (kendi çabasına bağlı kıldık).” (İsrâ, 17)

 

“Kim dünyanın geçici hazları peşinde koşarsa, ona dilediğimiz kadar veririz, ancak sonunda ona cehennemi ayırırız. Oraya kınanmış olarak atılır. Her kim de ahiret hayatını tercih eder ve inanarak buna gayret gösterirse onun da bu çabası karşılığını bulacaktır.” (İsra, 18-19)

 

“İnsan, ancak gayret ettiğine ulaşır.” (Necm, 39)

 

Dünya hayatı bir sınavdan ibarettir.

 

“İnsanlar sadece inandık demekle sınanmadan bırakılacaklarını mı sanıyorlar? Muhakkak ki, öncekileri de sınadık. Allah doğru davrananları da yalancıları da seçip ortaya çıkaracaktır.” (Ankebut, 2-3)

 

İnsanın emanet ve sorumluluk yüklenmesi, buna güç ve kabiliyetinin olduğunu gösterir. İmtihan, insanı zora sokmak için değil, daha üst derecelere terakki ettirmek için yapılır.

İnsanı geliştiren, olgunlaştıran temel enerji, zorluklara katlanarak üretilir. İlahi yardımlar, çekilen sıkıntılar miktarınca artar.

 

Rahatlık, boş durmak, insani enerjiyi boşaltır. Meşakkatler ise bilenme, güçlenme ve terakkiye vesile olur. Bela ve musibet sanılan işlerde rahmet, rahatlıkta musibet gizlidir.

 

Her nimetin bir bedeli vardır. Cennetin bedeli de bu dünya hayatıdır. Karşılık, ödenen bedele göredir. En büyük karşılığı alacak olanlar, en büyük bedeli ödeyenlerdir. İnsanlar derecelerine göre imtihana tabi tutulurlar. Bela ve musibetlerin en şiddetlisine peygamberler maruz kalmışlar ve onlar sabrın en büyüğünü göstermişlerdir.

 

İnananlar için en büyük aldanış keyif ve rehavete kapılmaktır.

 

“Herkes kazancına karşılık bir rehindir.” (Tur, 21)

 

Yani, insanın akıbeti yapıp ettiklerine bağlıdır. İnsan ancak kulluk görevini hakkıyla yerine getirerek kendini kurtarabilir.

 

“Allah, cennet karşılığında inananların canlarını ve mallarını satın almıştır.” (Tevbe, 111)

 

Mülk suresinde ölümün ve hayatın yaratılış amacının sınav olduğu ifade edilir. Dolayısıyla insanın gerçek değerinin ortaya çıkması, yaratılış amacına uygun bir hayat sürmesiyle mümkündür.

 

Hakkı batıldan ayırmak anlamına gelen Furkan Suresi’nin sonuncu âyeti insanın değerinin temel çerçevesini dua olarak çizer.

 

Dua, insanın Rabbine karşı duruşunu belirler. Dua, ibadetin özü, insanın varlık nedenidir. Dua, Allah ile irtibat kurmak, O’na inanmak, güvenmek ve teslim olmaktır.

 

“De ki, duanız olmasa Rabbim size ne değer versin?” (Furkan,77)

İnsanın değerinin O’nun duasından ibaret olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Temennimiz, dualarımızın büyük olması ve tüm inananları kuşatmasıdır.

 

* Bir Bilge Hekimin Zamana Şahitliği, Tefekkür Düşünce Merkezi, İstanbul,2021

**Prof.Dr Mustafa Samastı

Prof. Dr. Mustafa Samasti 1951 yılında Hasanbey'de doğdu. İlkokul'u Büyükyoncalı İlkokulu'nda Ortaokul ve Lise'yi Vefa Lisesi'nde okudu.

1975 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. 1979 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı'da uzman oldu.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde 1987 yılında doçent oldu. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde 1996 yılında Profesör oldu.Klinik Mikrobiyoloji, Bakteriyoloji, Dezenfeksiyon, Hastane İnfeksiyonları üzerine çalışmalar yaptı.

SAĞLIK-SEN İstanbul İl Başkanlığı yapmış olup halen Kutup Yıldızı Sağlık Gönüllüleri Derneği Başkan Yardımcısıdır.

Uluslararası ve ulusal makalelerinin yanı sıra yayınlanmış kitapları da bulunan Prof. Dr. Mustafa Samastı İngilizce ve Almanca bilmektedir.

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı'nda Öğretim üyesi olarak görev yapmıştır.Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı iken emekli olmuştur.

 




Güncel Haberler