CUMHURBAŞKANI TURGUT ÖZAL’I ANARKEN

Hüseyin Yürük**

17 Nisan 1993 Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Özal, bugün de halen tartışılan bir ölüm ile vefat etti. Cumhurbaşkanı Özal, köşkte sabah sporu yaparken kalp krizi geçirir. Ancak kronik kalp hastası olan Özal’ın doktoru ile ambulansın şoförü o gün izin yapmaktadır. Saniyelerin önemli olduğu bir zamanda uzun süre ambulans bulunamaz. Özal Köşk’ten GATA’ya doğru götürülürken gizli bir el devreye girerek rotayı Hacettepe Hastanesi’ne çevirmişti.

Cumhurbaşkanı’ndan alınan kanın Hacettepe Hastanesi’nden kaybolması, orada görevli bir hemşirenin şaibeli bir biçimde ortadan kaybolması da kayda değer bilgilerdendi. Özal’ın saçlarından eşi Semra Özal tarafından bir tutam alındığı, zehirlenme olup olmadığının o saç telleri üzerinden araştırıldığı, ancak sonuçların ve saç tellerinin bir kasetle birlikte Semra Özal’ın evinden çalındığı bilgisi de bir başka muammaydı.

Özal’a otopsi yapılmasını eşi Semra Özal’ın istemediği konusu Ahmet Özal’a sorulduğunda kesin bir kanaat ortaya koyamaması dikkat çekici idi. Aynı konuda Korkut Özal ise, “Otopsiyi karısı istememiş” diyordu.

Esasen Özal’a daha önce de çeşitli suikast girişimleri olmuştu. Dönem Bakanlarından Ekrem Pakdemirli, Özal’a yeni alınan uçakta suikast girişiminde yapıldığı yönünde kuvvetli şüphesi bulunduğunu şöyle anlatır: Özal’ın ölümünü suikast olarak düşünmemin sebebi daha önce de onu öldürmek istemiş olmalarıydı. Özal yeni bir uçak almıştı. Bu uçak 21 milyon dolara alınmıştı. Ben alınmasına karşı çıkmıştım. Bu, iki motorlu bir uçaktı. Halbuki uçakların en az üç motorlu olması lazımdı. Özal gibi bir yolcunun en az üç motorlu uçak ile yolculuk yapması gerekirdi. Özal bu uçakla bir seyahatte iken elektrik sistemi aniden sıfırlandı. Uçağı Pakistanlı bir başpilot kullanıyordu. Onun mahareti ile uçak kazasız belasız indirildi. Sonradan bu duruma sebep olarak bir farenin uçağın kablolarını kemirmesinden kaynaklandığı söylendi. O zaman bunun bir suikast tertibi olduğuna kanaat getirdim. Çünkü Başbakan’ın kullandığı böyle bir uçağın bu tür olaylara karşı gerekli tedbirlerinin alınmış olması lazımdı. İlk operasyonda denediler başarılı olamadılar, bundan sonra başka senaryoları devreye soktular diye düşünüyorum.(Pakdemirli:2013)
Namazında, orucunda, hacı bir cumhurbaşkanı olarak Çankaya’da birçok ilke imza atan, ‘Hazreti Ali’den Devlet Adamlarına Nasihatler’ eserini kendisine başucu kitabı yapan; sadece ‘can vermek ve hesap gününden korkan’ Özal aramızdan ayrılmıştı.Özal’ın İstanbul Fatih Camiindeki cenaze namazı tam bir halk gösterisine sahne olmuştu.
Özal'ın cenaze törenine yüz binlerce insan katıldı. Bu acı sonla Özal devri kapandı. Türkiye, kendisini çok arayacak ve anacaktır. Gerçek hükmü tarih verecektir. Büyük ekonomik ve sosyal reformlara imza attı. Ekonomi ve iş çevrelerini dışarıya açtı, dünya ile bütünleştirdi. Özel sektörü, ekonominin lokomotifi haline getirmesi, kıymeti zamanla anlaşılan büyük bir hizmet olmuştur; Türkiye krizlere karşı dayanıklı hale gelmiştir. Cesur adımlar atmış, tabular yıkmıştır.
Dönem Bakanlarından Kamran İnan, hatıralarında rahmetli Özal’dan şöyle bahsediyor: "Türkiye'nin en büyük meselesi kültür bunalımıdır” derdi; doğrudur ve maalesef bu bunalım büyüyerek devam ediyor. Değişik bir insandı; zorlukları göğüslemeyi severdi Dünya vizyonuna sahipti; Türkiye'yi örnek memleket haline getirdi. Siyaset ve devlet hayatında kavgayı sevmezdi. Uzun seneler Türkiye'yi düşündüğü, projeler geliştirdiği, süratli icraatından anlaşılıyordu. 'Aykırı' düşünmekten korkmuyordu, Saymakla sınırlı olmayan meziyetleri vardı.
Hatası, kusuru yok muydu? Vardı, olmasa insan olmazdı. Cumhuriyet’in bir dönemine damgasını vurmuştur. Eserleri ve ismi Cumhuriyet’le beraber yaşamaya devam edecektir. BM Güvenlik Konseyi, toplantının açılışında bir dakikalık ihtiram duruşunda bulunmuş. Özal efsanesi çok uzun süre anlatılacak. Kendisine karşı olan bakan, Çankaya'daki deftere şu sözleri yazmış: "Affet beni Özal” Wall Street Journal, 19 Nisan günlü sayısında,'Modern Atatürk' başlığı altında Özal hakkında uzun ve güzel bir makale yayımlamış. (İnan,2003:159-160) Kamran İnan, ilginç bir ayrıntıyı da şöyle naklediyor:ABD Savunma Bakan Yardımcısı Taft bana, “Herhalde Özal'ın bütün düşmanları da şimdi kendisini arıyor!” dedi; "Doğru!” dedim. (İnan,2003:176)
Vefat ettiği günden beri her kesimden insanın Rahmetli Turgut Özal’ı hasretle araması onun ülke insanının kalbinde kapladığı yeri gösteriyor.
………………
Turgut Özal’ın vefatının ardından yaklaşık 10 yıl sonra bir sohbet toplantısı sonrası katılımcılardan biri toplantının konuğu olan dönemin Hürriyet Başyazarı ve sonraki dönemi CHP Milletvekili Oktay Ekşi’ye şu soruyu sordu: Turgut Özal ile Süleyman Demirel’i karşılaştırır mısınız?
Oktay Ekşi kısa bir düşünme anından sonra şu manidar cevabı vermişti: Özal modern tavır ve davranışlarıyla bizden gözüküp dindarlara çalıştı. Demirel ise onlardan gözüküp bizim temel değerlerimiz için çalıştı.
* Yenisöz Gazetesi/ 17.4.2019
** Av. Hüseyin Yürük
1966 yılında Ünye’de doğdu. Lise öğrenimini Ünye İmam Hatip Lisesi’nde tamamladı.1990 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. İSKİ Hukuk Müşavirliği’nde avukat olarak çalıştı. Müteakiben Bilge Danışmanlık Şirketi Genel Müdürlüğü görevinde bulundu.
2009 yerel seçimlerinde İstanbul İl Genel Meclis üyesi olarak seçilip Hukuk Komisyonu Başkanı olarak görev yaptı.2014 yerel seçimlerinde Üsküdar Belediyesi Meclis Üyeliğine müteakiben Üsküdar Belediyesi Meclis Başkanlığına seçildi.
22.10.2014 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Bakanlık Müşavirliğine atandı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul 2 numaralı Tabiat Varlıkları Kurulu Başkanvekilliği görevlerinde bulundu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Bakan Müşavirliği görevini yürütürken TBMM Dilekçe ve İnsan Hakları Komisyonu’ndan oluşan Karma Komisyon tarafından 2. Dönem Kamu Denetçisi olarak seçildi. Görev süresinin dolmasının ardından emekliye ayrıldı.
Marmara Üniversitesi Tarih Bölümünde ‘Askeri Darbelerin Lise Tarih Ders Kitaplarına Tesirleri’ konusunda yüksek lisans çalışması yaptı.Çeşitli hakemli dergilerde makaleleri yayımlandı.
‘Öteki Anadolu’ isimli bir hikaye kitabı ve ‘Türkiye’nin Demokrasi Tarihi’ isimli iki  ciltlik kitabı  daha önce neşredilmiştir.
Yazar, Yenisöz Gazetesinde Hüseyin Yağmur mahlas ismiyle günlük yazılar yazmıştır.Aylık Şehir ve Kültür ve Derin Tarih Dergisi’nin yazarları arasındadır.




Güncel Haberler