BİR DÖNEMDEN PORTRELER

11.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e (2007-2014) danışmanlık yapan Gazeteci Ahmet Sever’in hatıralarında dönem ile ilgili önemli bilgiler yer alıyor. Daha dün denilebilecek bir zaman diliminde ülkemizde neler yaşandığının hatırlanılması bakımından Ahmet Sever’in Hatıralarından bazı şahısların portrelerine ışık tuttuk.

ERDOĞAN TEZİÇ (YÖK BAŞKANI)

Abdullah Gül’ün TBMM’deki yemin törenine CHP, Genelkurmay Başkam ve kuvvet komutanları katılmadı, yani boykot etti. Gül yemin ettikten sonra Çankaya’ya doğru yola çıktı. YÖK Başkam Erdoğan Teziç daha sonra ortaya çıkan ses kayıtlarında ne demişti?

“Hadi bakalım, sıkıysa birini Meclis’te yemin ettirip arabaya bindirin ve Çankaya’ya doğru yola çıkarın. Yolda kaza olur, elektrikler kesilir. Neler olur neler. Olmayacak işler bunlar.” (Sever,2015:35)

YAŞAR BÜYÜKANIT (GENELKURMAY BAŞKANI)

Televizyonlar Çiçek’in açıklama yapacağı haberini son dakika olarak vermeye başlayınca Başbakan Erdoğan’a Genelkurmay Başkanı’nın aradığını söylediler.

Artık çok geçti. Başbakan, “Bağlayın bakalım” dedi. Büyükanıt kendisine 12 saat boyunca ulaşılamamasının gerekçesini şöyle izah etti: “Torunumu görmek için İstanbul’a gidiyordum. ‘Jammer’ açıktı, o yüzden bana telefonla ulaşamamışlar.” (Sever,2015:21)

(…..) Bu da yetmedi, Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ödül vermek üzere ayağa kalktığında, Cumhurbaşkanı’nı selamlamaktan özellikle kaçındı. (Sever,2015:71:72)

TUNCER KILINÇ (MGK GENEL SEKRETERİ)

Ama bazıları için başörtüsü takıntısı, ülkenin tüm sorunlarının üstünde görünüyordu. Nitekim, dönemin Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç, ilk görüşmesinde, Abdullah Gül’den akıl almaz bir talepte bulunuyordu: “Eşiniz başını açsa ne iyi olur. Öyle bir şey yapsa sizin heykelinizi dikeriz.”

Bir Orgeneral, bir ülkenin başbakanına eşinin nasıl giyinmesi gerektiğini söyleyebiliyordu.

Aynı Tuncer Kılınç, yaklaşık 2 ay sonra, benim de bulunduğum bir görüşmede, Başbakan Gül’den oradaki herkesi hayrete düşüren bir istekte daha bulundu.

1 Mart Tezkeresi’nin TBMM’den geçmesi için kamuoyu oluşturmanın önemini anlatan Kılınç, “Halkı buna hazırlamak için, Diyanet’e bir talimat verseniz. İmamlar Cuma hutbelerinde tezkerenin kabul edilmesinin ülke menfaatine olduğuna dair vaaz verseler” dedi. (Sever,2015:37)

ELİZABETH JONES (ABD DIŞİŞLERİ BAKAN YARDIMCISI)

Diplomatik nezaket kurallarını hiçe sayan asıl tehdit, Şubat ayının ortasında Ankara’yı ziyaret eden ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Elizabeth Jones’tan geldi: “Tezkereyi reddederseniz ekonominizi mahvederiz.” (Sever,2015:41) 

ASLAN GÜNER (ANKARA GARNİZON KOMUTANI)

Cumhurbaşkanı Gül KKTC’yi eşi Hayrünnisa Hanımla birlikte ziyaret etti. Dönüşte, karşılama töreninde protokol krizi yaşandı. Ertesi günün gazete manşetlerine yansıyan haberlere göre, dönemin Ankara Garnizon Komutanı Korgeneral Aslan Güner, törende Hayrünnisa Hanım’ın elini sıkmamak için yerini değiştirmişti.

Bu, gerçekten çok can sıkıcı bir dunundu. Cumhurbaşkanının keyfini kaçırmıştı. Genel kurmay’ın bu habere bir açıklama getirmemesi de düşündürücüydü. (Sever,2015:71:72)

NECDET SEZER (10. CMHURBAŞKANI)

Devir teslim töreni bir yana, kapıya kadar inmeyen ve makamında beklemeyi tercih eden Necdet Sezer buz gibi bir havada karşıladı yeni cumhurbaşkanını. Mutsuzluğu her halinden belliydi. Hareketleri mesafeli, yüz ifadesi soğuktu.

Oysa kendisi o makamda tam üç ay 12 gün fazladan oturmuştu. 16 Mayıs’ta süresi dolduğu için çekilip, görevi vekâleten TBMM Başkanı’na devretmesi gerekirken bunu yapmamıştı. Halbuki daha önce benzer durumlarda anayasa gereği hep Meclis başkanları vekâlet etmişti. En çarpıcı örnek de, İhsan Sabri Çağlayangil’di. 6. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’ün görev süresi 6 Nisan 1980’de dolduktan sonra Çağlayangil tam 5 ay 6 gün süreyle cumhurbaşkanlığına vekâlet görevini yürütmüştü. (Sever,2015:35)

CÜNEYT ARCAYÜREK (GAZETECİ)

Ama en çarpıcı olanı hiç kuşkusuz, Cüneyt Arcayürek’in Cumhuriyet gazetesindeki köşe yazısıydı. Arcayürek köşesinde, “Atatürk’ün odası tuvalete dönüştürülüyor” gibi akıl almaz bir iddia ortaya atıyordu: Pembe Köşk’ün birinci katında bugüne kadar dokunulmadan muhafaza edilen Atatürk’ün çalışma odası bulunuyor. Şimdi sormak istiyoruz Çankaya’daki AKP’liye; aldığımız kimi yeni duyumlar, Atatürk’ün çalışma odasının tuvalete dönüştürülmekte olduğunu bildiriyor. Atatürk düşmanlığını kanıtlayacak bu son girişim doğru mu, değil mi? (Sever,2015:77:78)

 

Sever Ahmet, (2015), Abdullah Gül ile 12 Yıl, İstanbul: Doğan Yayıncılık

 

Güncel Haberler