27 Mayıs 1960 darbesinden bir yıl sonra, 15 Ekim 1961 tarihinde yapılan seçimler öncesi yeni partiler kurulur. İşte bu partilerin nasıl ve hangi şartlarda kurulduğunu emekli general Sami Karamısır şöyle anlatıyor:
Darbeden sonra ortaya çıkmış Silahlı Kuvvetler Birliği (SKB) isimli subaylar cuntasının mensupları Çankaya köşküne gittiklerinde, darbeci General ve Devlet başkanı Cemal Gürsel ve parti liderleri kendilerini karşılamış, selam faslından sonra, SKB başkanı General Cevdet Sunay, ilk sorusunu AP Genel Başkanı,eski general Ragıp Gümüşpala’ya yöneltmişti: “Sayın Paşam, her ağzınızı açtığınızda 46 yıllık şerefli askerlik hayatınızdan söz ediyorsunuz. O kadar şerefli idiniz de siyasi parti kurup bu kuyrukları niçin başınıza topladınız”.
Gümüşpala’nın cevabı ise şöyledir: “Aslında benim parti kurmak gibi bir niyetim yoktu. Bir gün Cumhurbaşkanınız Cemal Gürsel beni çağırdı ve benden Demokrat Partilileri toplayacak yeni bir parti kurmamı istedi. Aksi halde büyük çoğunlukla Osman Bölükbaşı’nın Millet Partisi’nin iktidar olabileceğini, bunun ise arzu edilmeyen sonuçlar doğurabileceğini söyledi. Bu emir üzerine Adalet Partisi’ni kurdum. Defaatla, siyasi partilere alınmayacakları MBK’nın tespit edip ilan etmesini istedim. Böyle bir yasaklamaya gidilmedi. Ben de partiye girmek isteyen herkesi almak zorunda kaldım”.
Bunun üzerine Cevdet Sunay, YTP Genel Başkanı Ekrem Alican’a döndü ve ikinci sorusunu ona sordu. “İhtilalin anlı şanlı Maliye Bakanı siz YTP’yi niçin kurdunuz?”
Alican’ın cevabı da şöyle olmuştu: “Benim de parti kurmaya niyetim yoktu. Bir gün Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel beni çağırdı. Parti kurmamı istedi. Aksi halde, ya Bölükbaşı’nın Millet Partisi’nin ya da Adalet Partisi’nin tek başına iktidar olabileceğini, bunun ise beklenmeyen durumlar meydana getirebileceğini söyledi. Partiyi kurduktan sonra ben de, partilere girmeyecekleri MBK tarafından belirlenmesini defaatla istedim. Olmayınca müracaat eden herkesi partime almak zorunda kaldım”.
Bunun üzerine Cevdet Sunay şaşkın bir halde Gürsel’e döndü ve sordu: “Paşam, bunlar neler söylüyorlar, söyledikleri doğru mu?”.
Gürsel’in cevabı ise şöyle olmuştu: “Evet, doğru söylüyorlar. Bu şekilde hareket etmemi bana sayın İsmet İnönü telkin etti”.
Sunay’ın kendisine dönmesine fırsat vermeden İsmet İnönü sözü almış ve şöyle konuşmuştur: “Bunlar geçmiş olaylar Paşam. Şimdi biz bütün parti liderleri ile anlaştık. Bu olanlardan en büyük zararı gören Osman Bölükbaşı’yı da kendimize sözcü seçtik. Hepimiz namına sizinle o görüşecek. Müsaade ederseniz biz bu Meclis’i çalıştırırız efendim” (Akataran,Çaylak, 2010: 401-402)
Karamısır Sami, (1994), Türkiye’nin Siyasi Meseleleri İstanbul, Timaş, (s.85-87)