“SANA, BANA, ÜLKEMİN ESKİ BAYRAMLARINA DAİR”

Münevver Ayaşlı, 1930 Yılındaki Ramazan bayramı gözlemlerini şöyle anlatıyor:

(…….) Çok erken saatlerde, Ankara'dan yola çıktık, Bursa'ya kadar bütün Anadolu köylerini geçecektik. İlk uğradığımız köyde şaşırdık kaldık. Görünürde tek insan yoktu. Sonradan anladık ki bütün köy, bayram namazında camide; kadınlar ise, evlerinde bayram hazırlığında. Geçtiğimiz bütün Anadolu köyleri böyle idi.

Gördük ve şahit olduk ki Anadolu'da ne Hitit, ne Roma, ne Bizans, ne başka bir medeniyet var. Ne medeniyet ne ruh var. Anadolu'da hakikat-i Muhammediye var, İslam var, İslam ruhu var. Bütün yol boyunca buna şahit olduk.

Bursa’ya geldik, Bursa su katılmamış Osmanlı. Ne fabrika var, ne beton yapı. Yemyeşil ve güzel insanlar var. Bursa'da bütün saatler ezanî. Alafranga saat kullanan kimse yok Bursa'da. Bunun için mekteple talebe; yani okul ile öğrenci çelişkiye düşüyor. Çocuk okula erken geliyor, kapılarda bekliyor veya geç kalıyor, ceza alıyor (Ayaşlı,2003:158).

Kemal Karpat, 1940 Yılındaki Ramazan bayramı gözlemlerini şöyle anlatıyor:

Bir bayramda akrabamı ziyaret etmek için Malkara'ya gittim. Orada köyleri gördüm, perişandı.Her yerde fakirlik kol geziyordu.Köylerde okul yok, köylü perişan durumda.  Şehirlerde de doğru dürüst yiyecek yoktu.

O savaş günlerinde karneyle ekmek satılırdı. Günde 250 gram kadar ekmek verilirdi. Açıkçası millet aç gezerdi, ziraat memleketiyiz, harbe girmemişiz ama şehirde yeteri kadar yiyecek bulunamazdı.Köylü ise daha perişandı, çünkü "modern" denilen Türkiye devletinin, yani İstanbul, Ankara gibi birkaç şehrin yükünü köylü taşırdı ve köylünün hali perişandı, vergisini veremiyordu.

Veremediği zaman da evini barkını satmak zorunda kalıyordu. Birtakım güçlüklerin nedeni savaştı ama büyük bir kısmı devletin vatandaşını düpedüz kendi varlığı için bir araç gibi görmesinden kaynaklanıyordu. Devlet niçin vardır? Vatandaşına bir mekanizma olarak hizmet etmek için mi, yoksa elindeki gücü kullanarak tebaasını kendi hedefleri uğruna harcamak için mi? Bizde hakim olan ikincisiydi. (Karpat,2008:168-169)

 

Kaynaklar

Ayaşlı Münevver,(2003),Geniş Ufuklara ve Yabancı İklimlere Doğru,İstanbul:Timaş

Karpat Kemal,  (2008),Dağı Delen Irmak, İstanbul:  İmge Kitabevi

 

Güncel Haberler