NURETTİN MUSTAFA BEY ve BÜYÜK TÜRKÇE SÖZLÜĞÜ

Mısır’da Harbi Umumi günlerinde tanıştığım Nurettin Mustafa Bey ile ahbap olduk.Bu zat Ohri’lidir. Manastırda idadi mektebini bitirmiş. Kahire'ye akrabasından bir zatın yanına gelmiş. Bu zat, vakıflarda büyük bir memurmuş. Nurettin Mustafa Bey’e bir zengin kadın bulup evlendirmiş. Kahire'de Derbül cemamiz sokağında büyük ve selamlıklı bir konağı ve büyük bir çiftliği vardı.

Konağın selamlığını kütüphane haline koymuş. Kitap yığmış, çalışmış ve çalışıyor. Baktım iyi yürekli,zeki, nükte yapar bir zat. Hoşuma gitti. Bilhassa Türkçe, Arapça ve acemce geniş malumatı vardı.

Bu zatın kütüphanesi pek kıymetlidir. 25.000 cilt kitap. Asıl  mühimi çoğunun Türkçe Arapça Acemce olmasıdır. Nurettin Mustafa Bey, Türkçede Arapçada Acemcede şairdi. Arapça şiir neşrediyor, gazeteler alkışlıyorlardı. Bu işleri çok iyi biliyordu. Bir kamus yazıyordu. Ben oradayken 40 cilt olduğunu söylüyordu. Her cilt büyük bir şey. Bir cildini gördüm. Her kelimeye kitaplardan bir takım misaller de toplamış. Eski ve yeni Türkçe kelimeler.. Türkçede kullanılmış ve kullanılan bütün Arapça, Acemce, İtalyanca, Fransızca ve Rumca kelimeler mevcuttu. Nurettin Mustafa Bey durmuyor bu lügat ile meşgul oluyordu.

Arada Türkçe şiirler de yazıyordu. Benim operalar tercümemden heveslendi kendi de yapmak istedi. Biraz tercüme etti, bilmem bitirdi mi? Bir kusuru vardı. Yazıp yazıp yığıyor, hiçbir şeyi neşretmiyordu. Sadece Arapça ve Türkçe gazetelerde 5-10 makale neşretmiştir.

Kendisine çok söylendim, ısrar ettim. Sonra İstanbul'dan birkaç defa yazdım. “Bastır, yazık olur” dedim. Olmadı. “Basılmış kelimeden ya sonra bir bilgi  bulursam” diyordu. “Evin müsait, zengin. Şuraya bir matbaa yap, yanında bastır” dedim olmadı. “Basılmış kelimeden ya sonra bir bilgi  bulursam” diyordu. Ben de bunları sonra zeyl olarak bir cilt yaparsın” dedimse de olmadı. Çok zorlandım fayda vermedi.

Korktum, ölür, kitap mahvolurdu. Korktuğum oldu. Zavallı bir yıl evvel ölmüş. Kitap ne oldu bilmem? Bu kamus kuvvetlidir, bu adamın bütün ömrünü yemiştir. Türklere, Türk hükümetine bu kamusu buldurup bastırmak borçtur.

Ben oradayken 12 yaşlarında bir oğlu vardı. Bu çocuktan aramalı. Zavallı işittiğime göre karısının servetini batırmış, Çiftlik elinden gitmiş. Paris Terakkiye Mektebi Türkçe muallimi Deni, Mısır Kralının kütüphanesine memurdu.Her yıl Mısır'a gidiyordu. Ondan işittim. Kütüphanesini Krala 10.000 Mısır lirasına satmayı teklif etmiş imiş (Nur,1991:379).

Nur Rıza,(1991), Hayat ve Hatıratım, İstanbul:İşaret/Ferşat Yayınları

 

Güncel Haberler