TEFEKKÜR SOHBETLERİ BAŞLADI

Tefekkür Danışmanlık ve Düşünce Merkezini kurarken, ‘Tefekkür Sohbetleri’ adı altında, dinleyenlerin istifade edebileceği, yeni düşünme ufukları açılabilecek, mutad sohbetler tertip etmeyi planlamıştık. Nitekim bunun ilkini Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İstanbul İl müdür yardımcısı olan Halis Kuralay Bey ile gerçekleştirdik.

Halis Kuralay, 1968 yılında Çanakkale'nin Bayramiç ilçesinde ailesinin 6. çocuğu olarak doğmuş. Kendisinin doğumundan 3 ay sonra, komşuların uyarısı üzerine gözlerinin âmâ (görmez) olduğunu doktorlar tespit etmişler. Esasen Onun bir dedesi ve amcası da âmâ imiş.

Halis Kuralay çok hareketli bir çocuk imiş. Okul yaşına ulaştığında okuma öğrenmeyi çok istemiş. Onun bundan mahrum olduğunu gören demirci ustası olan abisi ona tellerden harf harf alfabe yapmış. Ağabeyinin bu asil gayretiyle okumayı öğrenen Kuralay, daha sonra babası tarafından mahallenin “Bir çocuğun boğazına bakamadın mı?” baskısına aldırmadan İstanbul'daki körler okuluna kayıt ettirilmiş ve burada eğitimine başlamış.

Daha sonra Büyükçekmece Lisesi’nden mezun olan Kuralay, Boğaziçi Üniversitesi psikoloji bölümünden mezun olarak eğitim hayatını tamamlamış. Milli Eğitim'de bir dönem Şube Müdürlüğü yapan Kuralay, halen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İstanbul İl müdür yardımcısı olarak görev yapıyor.

Dünyanın birçok ülkesini çeşitli vesileler ile gezmiş olan Halis Kuralay’ın neşredilmiş 5 adet de kitabı bulunuyor. Yazdığı kitaplardan birinde engellilerin toplumda yaşadığı  bir kısmı komik bir kısmı trajik olaylara yer vermiş.

***

Halis Kuralay, 10 yaşında evde çay demlemek istemiş. Annesi “Nasıl demleyeceksin oğlum?” deyince babası “Neden yapamasın ki?” demiş.

Kuralay, “Neden yapamasın ki?” sözünün insanların gelişiminde çok altın bir cümle ve yaklaşım olduğunu, toplumun her kesiminin “Neden yapamasın ki?” sözü ile mutlaka geliştirilmesi yönünde bir çaba içinde olması gerektiğini söyledi.

Halis Kuralay, bize genelde engellilerin, özelde âmâların toplumda yardıma ihtiyacı olan kişiler olarak algılandığını, bunun doğru olmadığını, bir engellinin ancak yardım istediğinde kendisine yardım edilmesi gerektiğini anlattı.

Aksi halde engellilerin kendilerini geliştiremediklerini, kendi hayatlarından elde edebilecekleri günlük kazanımlarının eksik olacağını, hayatta tutunamayacaklarını çeşitli örneklerle anlattı. Bunun yanında kendilerine acıma duygusuyla yaklaşılmasından da üzüntü duyduklarını belirtti.

Halis Kuralay, aynı zamanda ‘Uluslararası Kabartma Kur'an Hizmetler Birliği’ başkanıymış. Amâlar için bir kabartma harfli Kur'an-ı Kerim 1500 liraymış ve bunu çeşitli hafızlara birlik olarak ulaştırıyorlarmış.

Kuralay, Müslüman dünyanın engelli ve âmâ (görmez) bireyleri yeterince dikkate almadığını, Hristiyan misyonerlerinin bu konuda daha gayretli olduğunu da örnekleriyle anlattı. Bir Amerikalı misyoner, 1900'lü yılların başlarında Malatya'da Körler Cemiyeti kurup Körler Okulu açmış ve bu cemiyetin şu anda 195 ülkede şubesi varmış.

Togo’lu müslüman bir bayan da kabartma harfli olarak okumayı öğrenmek isteyince oradaki kuruluş “Tamam sana okumayı öğretiriz. Ancak Hristiyan olmak şartıyla” demişler.

Halis Kuralay, toplumda engellilerin konumunun her geçen gün daha iyiye gittiğini bir dönem Cumhuriyet Gazetesinin, engellilerin Taksim'e yaptığı yürüyüşü, “Arızalılar Taksim'e yürüdü” şeklinde haber yaptığını, bir dönem engellilerin isminin ‘özürlüler’ olarak toplumda ifade edildiğini, şu anda ise ‘engelliler’ tabirinin kabul gördüğünü söyledi.

‘Benim Gözlerim Olur musun?” mobil uygulaması ile dünya çapında bir yardımlaşma ağının mevcut olduğunu, bunun da çok işe yaradığını sembolik bir örnekle anlattı.

Kuralay, “Yeniden hayata gelsem bu halimle âmâ olarak gelmeyi tercih edebilirim. Ben halimle kavgalı değilim” dedi.

Halis Kuralay, hayatın hiç göremediğimiz yönlerini görmemizi sağladı. Bakanlığın verilerine göre; Türkiye’de yaklaşık bir milyon civarında (1.039.0000) âmâ varmış. Ben ilk defa bu âmâlardan biri ile bu kadar yakın olmuş oldum. Onun şahsında bu bir milyonluk kitle ve onların duyguları ile yakından tanışmış oldum.

Doğrusu,böyle bir tanışmanın kendi adıma ilerleyen yaşlarımda olmasından dolayı bir hayli hayıflandım. Kanaatime göre toplumda engellilerin ve âmâların duygu ve düşüncelerini Halis Kuralay gibi güzelce ifade edebilecek şahısların, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı aracılığıyla; eğitimciler, sağlıkçılar, yargı mensupları, akademisyenler vs.  gibi bir çok toplum kesimlerine henüz staj aşamasında gönderilmesinin sayısız faydaları olacaktır.

Son olarak sivil toplumun, engellilere özel çalışmalara daha fazla ehemmiyet göstermesi gerektiğini öğrenmiş olduk.

Güncel Haberler