‘NAZIR ve BÜROKRAT ’ DENKLEMİNDE AHMET CEVDET PAŞA’DAN BİR HATIRA

Dönemin aydınlarından Bereketzade İsmail Hakkı Bey Ahmet Cevdet Paşa'dan şöyle bahsediyor: Hacı İbrahim Efendi Merhumun bir gün ziyaretine gitmiştim. Meğer merhum, o tarihte Dahiliye Nâzırı bulunan Cevdet Paşa’nın Koska’daki konağına gitmek üzere hazırmış. Ben dönmek istedimse de koyuvermedi, ısrar edip üstüme düşünce birlikte Paşa’nın oturduğu konağa gittik. Beni Paşa’ya takdim ile beraber, sohbet sırasında bir mektupçuluğa  tayinim hususunu açtı. Paşa, “Kosova mektupçuluğu açıktır, oraya tayin edelim” buyurdu. Ben bu beklenmedik yardıma teşekkürle beraber, o zamanki düşünceme göre, güyâ idare usulünde derinlik ve meleke kazanmak için, bir mülkiye kaymakamlığına talip olduğumu arzettim.

Paşa, “Pekâlâ! Olur!” dedikten sonra yanında bulunan bakanlık müsteşarına dönüp “Nereleri açıktır?” diye sordu. Arabistan’da çöle yakın bir yer söyledi. Cevdet Paşa’nın, tebessüm ederek, “Orası inip binmeye, harb ve darbe muktedir bir kaymakam ister” demesi üzerine, müsteşar Akşehir’i söyleyince Paşa, “Tam münasibtir” dedi, gerekli muamelelerin yapılıp “Sadarete tezkere yazılmasını emretti. Bana da şakayla karışık bir iltifat olarak, “Hoca Nasreddin merhumun parlak menkıbelerinden isteriz” buyurdu. Her eseri, ilim ve faziletine parlak bir delil olan Ahmed Cevdet Paşa’nın zamanın allâmesi olduğuna dair itikadım, o günkü mülakatta “ayne’l-yakîn” derecesine çıktı. (Bereketzâde,1997:212-213)

Güncel Haberler