MAHKEME SALONLARINDAKİ DERVİŞLER

12 Eylül 1980 Darbesinden Sonra MSP davasından yargılanan Adalet Eski Bakanı Şevket Kazan,Yahyalılı Hacı Hasan Efendiden şöyle bahsediyor: Ertesi gün Mamak Mahkemesi’ne gitmek için otobüse bindik. Duruşma salonuna girdik. Dinleyiciler tarafından nazik  bir ses Tahir Hocamıza “Müjdemi isterim, müjdemi isterim, sana üç tane gül virdim, sana üç tane gül virdim.” diye sesleniyordu. Bu muhteşem ikili Yahyalılı Hasan Efendi’ydi. Ben de sesin sahibine yaklaştım: “Üstadım, görüyorsun ki  tutuklu olarak sekiz kişiyiz. Niye sekiz tane değil de üç tane gül?”

Tebessüm etmekle yetindi. Ben: “Gramere göre üç cemidir. İnşallah verdiğiniz üç manevi gül, Allah’ın izniyle hepimizin tahliyesine vesile olur.” dedim.

O gün de uzun uzun sorgular yapıldı ve ara karar açıklandı. Gene Mahkeme başkanı olan sivil hakimin muhalefetine rağmen heyetin iki askeri hakiminin oyu ile hepimiz tahliye edildik (Kazan,2017:110-111).

……..

12 Eylül 1980 Darbesinden Sonra MHP davasından yargılanan MHP yöneticisi Rıza Müftüoğlu, Kastamonulu Mehmet Fevzi Efendiden şöyle bahsediyor:

 (...) Mamak'ın bir simgesi de Tosyalı hacılardı. Kiminin beyaz sakalları ve hepsinin nur yüzleriyle her mahkeme Mamak'a gelir, izleyiciler bölümünde otururlardı. Her gelişlerinde de Tosya'dan pirinç getirirler, bunları tutuklu ailelerine dağıtırlardı.

Hacılar Mehmet Fevzi Efendi'nin müritleriydi ve şeyhlerinin uyarısı ve talimatıyla mahkememize gelmeye başlamışlardı. Onları görmediğimiz hiçbir mahkeme olmamıştı. İkili üçlü, bazen dört kişi gelirlerdi, ama muhakkak her mahkeme bulunurlardı. Arpacı kardeşler, Ömer ve Abdullah Arpacı, Ali Yılmazbilen, Feyzullah Karataş, Zühtü Köker, Ömer Cerit, Hüseyin Güvercin, Ali Keskin, Hasan Ekmekçi nöbetleşe gelirlerdi. Mahkeme salonunda başımızı izleyiciler tarafına çevirdiğimizde önce yakınlarımızı sonra Tosyalı hacıları gözlerimiz arardı. Anlatılması zor bir manevi güç veriyorlardı bizlere. Mahkemenin ilk günleri kim olduklarını herkes bilmiyordu. Sonra hepimiz öğrendik. Ak sakallı, ak yüzlü hacılarımızı ak umutlarımız gibi görüyorduk. (Müftüoğlu,2000:81).

 

KAYNAKLAR:

Kazan Şevket,(2017) Yoldaki İzler, Ankara: MGV Yay

Müftüoğlu Rıza, (2000), Copların Askerleri, Ankara: Ocak Yay 

 

Güncel Haberler