BEYAZ TÜRKLER MÜZESİNDEN PORTRELER:BÜLENT ECEVİT (BAŞBAKAN)

Gazeteci Mehmet Barlas,Bülent Ecevit’in gazetecilik günlerini şöyle anlatıyor:Ecevit Son Havadis’e yazdığı dönemde gazeteciydi, başka bir kimliği yoktu. Önce Pazar Postası’nda “Ciddiyet”i yaptı, sonra Ulus gazetesinde kendi imzasıyla yazılar yazmaya başladı. Ben o dönem fazla tanıyamadım, ama Çetin Altan anlatırdı. İngiltere’de tahsil yapmış ama üniversiteyi bitirmemiş. Babası milletvekiliydi. “İngiltere’den getirdiği en önemli şey yeleği,” derdi Çetin Altan. Köpek derisinden yeleği varmış Ecevit’in. Ecevit Köpek Derisinden Yeleğiyle Gezerdi. Hava alacak deliği olmadığı için, en soğuk havada bile üşütmezmiş insanı. Köpekler terlemez bilirsiniz; o yüzden yazın da pek rahatsız etmezmiş. “Atatürk Bulvarı’nda o yeleğiyle, ben de paltomla yürürdük, solculuk olsun diye de arabaların antenlerini kırardık,” derdi (Barlas,2019:119-120).

(…..)Ecevit, İngiltere’ye gitmiş ama üniversite okuyamadan gelmiş. Bunun yerine Sanskritçe öğrenmiş. Enteresan. Naif. … (Barlas,2019:186)

Dönemin subaylarından Kemal Yamak, Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında Başbakan Bülent Ecevit’in kendisine yaptığı bir tekliften şöyle bahsediyor:Sonra beni çağırdılar, “Yamak Paşa, acaba uçaklarımız hava taarruzu için Kıbrıs semalarına gittiklerinde, bombardımandan evvel, önce çiçek, sonra beyanname atsalar, eğer aşağıdan ateş açılırsa, o zaman hava taarruzuna geçseler, olabilir mi?” sorusunu sordular.(Yamak,2006:325)

Dönemin bir başka şahiti Adalet Bakanı Şevket Kazan, Başbakan Bülent Ecevit’in bir icraatını şöyle anlatıyor:Bir de ne görelim, saat 13 haberlerinde Ecevit alınan karara rağmen Türk Hükümeti’ni Birleşmiş Milletler’in “Ateşkes” kararına uymaya karar verdiğini açıklıyordu. İşte bu açıklama Lefkoşe’yi boşaltıp kaçma hazırlıkları yapan Rumların yeniden geriye dönmesine ve saat 17’ye kadar şehirde bütün güçleriyle direnmelerine sebep oldu.İşte birinci harekâtın sonunda Ecevit’in bu fevri hareketiyle Lefkoşa’nın tamamına sahip olma fırsatını ne yazık ki kaçırmıştık (Kazan,2017:50)

Ecevit’i yakından tanıyan bazı şahıslar onun demokratlığından şöyle bahsederler: Prof.Dr. Kemal Karpat’ın anlatımıyla; “Demokrat olmasına rağmen başkalarının fikirlerini almaktan pek hoşlanmıyordu Hatta şöyle demişti bana: "Kemal Bey, biz yanlış meslekleri seçmişiz... Siz siyasetçi olmalı, ben ise edebiyatçı olarak kalmalıymışım." (Karpat,2008:364).

Prof.Dr. Murat Belge’nin anlatımıyla; “Ecevit, bir sosyal demokrat olmasına imkân bırakmayacak ölçüde milliyetçiydi. Solculuğu, CHP'nin altı okundaki ‘Halkçılık’ tan fazla ileriye gitmiyordu.” (Belge,2011:640)  

Ertan Yülek de Ecevit’in demokratlığını şöyle anlatıyor:1999 seçimleri sonrası evde meclis TV'yi seyrediyorum. Merve Kavakçı'nın başörtülü bir milletvekili olarak Genel Kurula girdiğini gördüm. Çok büyük bir protesto oldu. Başbakan Bülent Ecevit kürsüye çıktı. Elindeki metni okudu. "Bu kadına haddini bildirin. Devlete meydan okuyor.” gibi ifadelerle ortalığı tahrik etti. Demek ki önceden buna haber verildi. Neticede Merve Hanım dayanamadı ve yemin edemeden salondan çıkmak zorunda kaldı (Yülek,2015:682-683).

KAYNAKLAR

 

Barlas Mehmet,(2019), Dün Dündür, İstanbul: Turkuvaz Yay

 

Belge Murat,(2011),Militarist Modernleşme, İstanbul, İletişim Yay

 

Karpat Kemal,(2008), Dağı Delen Irmak, İstanbul: Timaş Yay

 

Kazan Şevket,(2017) Yoldaki İzler, Ankara: MGV Yay

Yamak  Kemal, (2006), Gölgede Kalan İzler, İstanbul:Doğan Kitap

 

Yülek Ertan, (2015),Ömürdür Gelir Geçer, (Yaşadıklarım, Gördüklerim, Duyduklarım) Ankara: Cümle Yay

 

Güncel Haberler