BEYAZ TÜRKLER MÜZESİNDEN PORTRELER: ZEKİ BEY

(SULTAN VAHDETTİN’İN YAVERİ)

 (….) Sultan Vahdettin'in sürgünde yaşadığı San Remo’daki Villa Magnolia’ya geldik. Manolya ağaçlarının ortasından geçen ana yolun sonundaki beyaz ve büyük köşk bizzat Sultan Vahdettin'in hareminin sakin bulunduğu villa idi.

Yağız çehreli keskin bakışlı ve kıvırcık saçlarına aklar serpilmiş şık bir adam bizi karşılamaya çıkmıştı. Her kelimede bariz bir surette kendini gösteren bir Çerkez aksanı ile konuşan bu adam İstanbul'da Mabeyn mızıkası ve hademi Hassa kumandanı ve Sultan Vahdettin'in sabık kayınpederi piyade Kaymakamı Zeki Bey idi  (Öndeş,2012:95).

(……) İleriki haftalara ait müthiş bir hadiseden bahsedeceğim. Tam bir hafta geceli gündüzlü devam eden kumar hummasından sonra Zeki Bey bir gün öğle yemeği sıralarında şehirden kalkıp villasına dönmüştü. Halinde uzun bir uykusuzluktan ziyade müthiş bir üzüntüye delalet eden bir perişanlık vardı. Oturduğumuz salona girince bize selam vermeye bile lüzum görmeden doğruca viski sandığının yanına gitti ve bir şişe viski çıkartarak açıp masasının başına geçti. Etrafındakilerle hiç meşgul olmuyor hatta bunlardan haberdar bile görünmüyordu.

Belli ki Zeki Bey şiddetli bir sinir buhranı geçiriyordu. Zeki Bey'in bugün her zamanki tavrına aykırı olarak villaya vakitli ve erken dönmesinin taşıdığı korkunç manayı anlayamadığımdan kendisine safiyetle sordum: Zeki bey maşallah iradenize çok hâkimsiniz. Ben oyunun en heyecanlı zamanını sizin gibi kullanmasını ve istediği anda terk edebilene pek rastgelemdim diye ilave ettim.

Zeki Bey başını viskisinin üzerinden kaldırmadan hiddetli hiddetli homurdandı: Para biterse ne yersin?

Bu korkunç homurtuda Villia Magnolia Sarayı'nın kapısında çalınmaya hazırlanan felaket çanlarının müthiş uğultusu gizliydi. Sultan Vahdettin'in son mutfak masrafı ve etrafındakilerin son nafakaları Sanremo Gazinosu'nun korkunç bir timsah ağzına benzeyen kumar masasında erimişti. (Öndeş,2012:99).

(……) Sultan Vahdettin ile büyük kardeşi Mediha Sultan ve Sami Bey baş başa vererek Zeki Bey’in neden olduğu bu feci buhranın önüne geçmek üzere gizli bir aile Meclisi topladılar ve Nihayet hiç kimseye sezdirmeden Mediha Sultan'ın son mücevheri de 8.000 İngiliz lirasına satılacaktı.Böylece Sultan Vahdettin’in en son serveti hatta daha doğrusu son nafakasını  teşkil eden bu para da biraz Sami Bey ile Avni Paşa vasıtasıyla borcunu temizlemesi umuduyla yine Zeki Bey'e teslim edilecekti (Öndeş,2012:100).

Avni Paşa’nın kızı Fitnat Hanım, San Remo’da yaşananlardan şöyle bahsediyor: Kaymakamı Zeki Bey’i de hatırlıyorum. Sultan Vahdettin’in ayrıldığı ikinci eşi İnşirah Kadın Efendi'nin kardeşiydi. Ailenin paralarını Sanremo kumarhanelerinde yediğini bilmeyen mi var? Padişah “Öküz öldü ortaklık ayrıldı” derdi ama yine de iyi bir silahşor olan Zeki Bey’i yanından ayırmazdı. Son paraları o tüketti ve sonu kötü bitti. Sultan Vahdettin'in ölümünden sonra Şehzade Faruk Efendi’nin yanına sığındı. Ve bir gün odasında havagazı ile intihar etti (Öndeş,2012:121).

Sultan Vahdettin’in San Remo’da yanındaki kişilerin maişeti aylık en azından üç yüz altına ulaşıyordu. Daire Müdürü olan Zeki Bey de hesabın, kitabın içinden bir türlü çıkamıyor idi. Çünkü San Remo gazinosunda kumarbaz idi. Hem de serseriyâne serüvenlerinden dolayı alacaklılar Zeki Bey'i sıkıştırdıkça Zeki Bey de padişahı nefret ettirecek derecede sıkıntıya sokuyordu.

Bu sebeple vatan-cüda iken Villa Magnolia'da dahi muhtelif partiler düzenliyor ve israfın sonu gelmiyordu (Öndeş,2012: 342-343).

 

KAYNAKLAR

 

Öndeş Osman,(2012),Vahdeddin'in Sırdaşı Avni Paşa Anlatıyor,İstanbul:Timaş Yayınları

 

 

Güncel Haberler