1909 yılında İttihatçı subayların Selanik'ten kılıçları çekerek İstanbul'u basmaları ve bir darbe ile Sultan 2. Abdülhamit'i devirmeleri sırasında Yıldız Sarayı da tepeden tırnağa yağmalanmıştı.
Sultan 2. Abdülhamit düşmanlığından dolayı sonraki dönemlerde neo-ittihatçı cumhuriyetçiler Yıldız Sarayını bir dönem gazino ve kumarhane olarak kullanmışlardı.
Bugünlerde restore edilerek yeniden ziyarete açılan Yıldız Sarayı’nın bir dönem de subaylar tarafından nasıl pansiyon olarak kullanıldığını, Kuleli Askeri öğretmenlerinden Şefik Can şöyle anlatıyor:
(….) “1931 yılında Harp Okulu'nu bitirdikten sonra, meslek okullarına ayrıldık. Biz sekiz arkadaş, Kara Levazım Okulu'na gittik. Kara Levazım Okulu, o zamanlar Yıldız Sarayı'nın içindeydi. Yıldız Sarayı, Osmanlı döneminde muhteşem bir saraydı.
Paydos olunca evi olanlar evlerine gider, Harp Okulu'ndan gelen biz sekiz kişi ise Yıldız Sarayı'nın Harem dairesinde kalırdık. Bize orayı tahsis etmişlerdi. Nice tarihi olaylara şahit olan sarayın Harem dairesi bizlerin evi gibiydi.
İnanması zor ama gerçek. Kalorifer tesisatı olmadığı için soba kurmuşlardı. Sobanın etrafında oturur, sohbetler ederdik. Kurmaylar da gelirdi.
Bir gün ortadaki müşterek sobada yemek ısıtırken birdenbire porselen tencere çatladı. Etrafa bir anda yemekler ve kokular yayıldı.
Kurmaylara karşı çok mahcup oldum. Görevlileri çağırıp hemen orayı temizlettiler. İnsan inanamıyor, Harem dairesinde soba üstünde yemek ısıtıyorduk. (Artıran, 2022: 123-124)
Artıran, Hayat Nur,(2022),Hatıralar, İstanbul: Sufi Kitap Yay