YÜZ YILDIR DEĞİŞMEYEN SORU: BİLMEM Kİ BİZ NEDEN MÜLKÜMÜZE HOR BAKARIZ?


Yazar Ahmet Rasim, yüz yıl önce yazdığı “Fener'den Şişli'ye Giden Akın” başlıklı yazısında Anadolu’nun değişmeyen kaderinden ve yönetim ihmalinden şöyle bahsediyor:

İstanbul’un ilk belediye teşkilatı olan 6. belediye dairesi bile “Meyyit Yokuşu” denilen bayırın tepesindeki İslam mezarlıklarının ağaçlarını sökerek taşları nakledilerek açılan arsa üzerine bina edilmiş ve meşhur Blacgue Bey reis tayin edilmişti.

35 sene evvel Şişli neydi? Ben bilirim. Çalılık,otluk…Taksim’den Pangaltıya kadar iki büyük askeri bina arasında, karşısında kalan arazi de keldi. Fakat bir coşkunluk, bir gürültü, havadarlığı hakkında uydurulan efsaneler, işin içinde parmağı bulunan doktor tavsiyeleri arşınına kuruş verilmeyen o boş araziyi birdenbire doldurularak Kağıthane zamanlarından başka ikindi vakti bile pek serbest gidilemeyen İzzet Paşa Çiftliği Maslak üstlerine fırladı. Camille  ve Madam Mari  isimlerinde bir iki randevu yeri ile Ekmekçi başının evinden Binbir çiçek palangasından başka göze çarpar ve bina olmadığı zamanları da hatırlıyorum.

Dikkate değerdir ki geçenlerde bildiklerimden bir kişi “Şişli'nin umumi Harp ve onun ardından şu zamana gelinceye kadar yani 10-15 sene zarfında 4 defa dolup boşalmış olduğunu” söylüyordu. 

……………………

Almanya imparatorunun Suriye seyahatlerinde ben de muhabir sıfatıyla kafileye seçilenler arasındaydım. Şam'dan Beyrut'a inerken “Zahle” istasyonunda yemek için indim. O sırada bir garson gelerek beni lokantanın yukarısına götürdü. Odadan içeriye girdiğimde eski sadrazam merhum Mehmet Cevat Paşa'yı gördüm. Meğer beni Paşa çağırtmış imiş. “Yemeği beraber yiyelim” dedi.

Yemek sırasında bir aralık pencereden melül ve mahzun baktıktan sonra “Bakın burası Zahle, şurası Maleka.. Zahle, Lübnan idaresinde, Maleka bizim idaremizde. Zahle, mamur ve şen, Maleka harap ve perişan. Bilmem ki biz neden mülkümüze hor bakarız” demişti.

Şimdi de ben aldığım gibi satacağım. Neden Türklüğün bunca büyük menkıbeleri ve asaletin içinde gömülü olduğu İstanbul harap ve perişan da ecnebilerin ve bahsi geçen zümrelerin yatak mahalli olan Beyoğlu mamur ve şen?

Ya da Belediye, şehir adına neden bu tarafa emek sarf etmiyor ve bu tarafı karşısındaki belde bayındırlığına ulaştırmaya çalışmıyor? (Bozkurt,2024:167-170).

 

Bozkurt Ahmet, (2024), Bir zamanlar İstanbul, İstanbul: Albaraka Yayınları

 

Güncel Haberler