Özgeçmiş: Doğum 1845 Messaria, Ölüm 1918 (72-73 yaşlarında) Lozan, İsviçre
Hasan Tahsin Paşa (1845–1918), Birinci Balkan Savaşı'nda görev almış Osmanlı subayı.
Messaria'da (şimdiki Molista) doğmuş bir Arnavut'tu.Yanya'da Rum Zosimea lisesinde okudu, akıcı şekilde Rumca biliyordu. 1870 yılında Katrin'de jandarmalığa başladı, daha sonra astsubay olarak Osmanlı Ordusu'na katıldı. Kısa süre sonra subay oldu, 1881 yılında Yanya Jandarma Komutanı oldu. 1908-1910 yılları arasında Yemen valisi olarak görev yaptı.
Birinci Balkan Savaşı başladığı sırada Selanik'teki 8. Geçici Kolordu Komutanı olarak görev yapmaktaydı. Prens Konstantin komutasındaki Yunan kuvvetleri, güneyden Selanik şehrine ilerlemeye başladı. Sarantaporon, Vardar ve Yenice Muharebeleri'nde Yunan kuvvetlerini durdurmaya çalıştıysa da yenildi. 22. Tümen'in kalıntılarından, 1 Anadolu redif tümeninden ve V. Kolordu'dan bir kısım birlikler olmak üzere, toplam 30.000 civarı asker ve yalnızca 30 topla direnmeye çalıştıysa da 2-3 Kasım tarihlerindeki muharebelerde yenilgiye uğradı.
Kuzeydoğu'dan da 7. Bulgar Tümeni'nin Selanik'e yaklaşması üzerine Yunan komutanlarıyla şehrin teslim için görüşmelere başladı. 8 Kasım [E.U. 26 Ekim] 1912'de Selanik'i ve 26,000 Osmanlı askerini Yunan ordusuna teslim etti. Bu sebepten Divan-Harb tarafından vatan haini olarak gıyabında yargılandı ve idam edilmesine karar verildi.
Yunanlar tarafından serbest bırakılmasından sonra, önce Fransa'ya, sonra İsviçre'ye sürgüne gitti. 1918 yılında Lozan'da öldü ve oraya gömüldü. 1937 yılında mezarı Selanik'e taşındı. Savaş esnasında emir subaylığını yapan oğlu Kenan Mesare Yunan vatandaşı oldu Diğer oğlu Qemal Mesarea Arnavutluk'a taşındı, daha sonra Arnavutluk'un Yunanistan büyükelçisi olarak görev yaptı.(tr.wikipedia.org)
Hakkında Şahitlikler:
İbrahim Özkan,Hasan Tahsin Paşa’dan şöyle bahsediyor:Selanik, şehirde Hasan Tahsin Paşa komutasındaki 35.000 mevcutlu koskoca bir kolordumuz bulunmasına rağmen ileri cephelere sevk edilecek 97.000 tüfek ile birlikte tek bir kurşun atılmadan Yunanlılara teslim edilmişti. Daha sonra bu silahlar Yunanlıların Anadolu'yu işgali sırasında Türk'e karşı kullanıldı (Özkan,2016:58).
Yorgo Kırbaki, Hasan Tahsin Paşa’dan şöyle bahsediyor:Selanik’te bir mezar
Selanik’teki son Osmanlı güçlerinin komutanı Hasan Tahsin Paşa’nın mezarı gayet özenle korunmuş. Yunan Kara Kuvvetleri’ne ait bir müzede bir Osmanlı paşasının mezarının bulunması, sevildiğine bir işaret.Selanik’ten 25 kilometre mesafede eski adı ‘Topsin’ yeni adı Gefira’da (Köprü) Osmanlı döneminin büyük çiftlik ağası Modiano’nun köşkü var. Bugün Balkan Savaşları Müzesi.
Selanik’in 1912’de Yunan ordularına teslimiyle ilgili müzakereler bu köşkte yapıldı. Bir yanda Yunan Kralı Yeorgios’un oğlu veliaht ve başkomutan Konstantin, diğer yanda Selanik’teki Osmanlı güçlerinin komutanı Hasan Tahsin Paşa’nın temsilcisi Şefik Paşa.Odaların birinde pazarlık canlandırılmış. Müzede, 1912-1913’teki Balkan Savaşları’nda Osmanlı, Sırp, Yunan ve Bulgar ordularının silahları ve üniformaları da sergileniyor.
Binanın bahçesinde daire üzerinde mermer bir taşın bulunduğu bir de mezar dikkatimi çekti. Üzerinde ‘Hasan Tahsin Paşa (1845-1918) ve Kenan Mesare (1899-1965) yazıyor.
Yunanistan’da bir tek Tepedelenli Ali Paşa’nın sevildiğini bilirdim. Yunan Kara Kuvvetleri’ne ait bir müzenin bahçesinde bir Osmanlı paşasının mezarının bulunması, Hasan Tahsin Paşa’nın da sevildiğine işaret.
Paşa 73 yaşında Lozan’da öldü. Kemikleri 1937’de Selanik dışındaki Trinadia mevkiindeki Arnavut mezarlığına nakledildi. Mezarlık 1983’te istimlak edilince kemikler 23 yıl bir kutuda muhafaza edildi. 2006’da ise aynı zamanda yaveri olan ressam oğlu Kenan Mesare’nin kemikleriyle beraber müzenin bahçesine gömüldü.
Araştırmacı-gazeteci Alekos Orologas, “O Selanik’in gerçek kurtarıcısı ve hayırseveri” diyor paşa için.Hasan Tahsin Paşa’nın buralarda sevilmesinin iki nedeni var: Birincisi, 26 Ekim 1912’de Selanik’in kayıtsız şartsız Yunan ordularına teslim protokolünü imzalaması. Kimilerine göre direnmesi için İstanbul’dan verilen talimata uymadı. Kimilerine göre dönemin büyük güçlerinin Selanik’teki konsoloslarının etkisi altında kaldı. Kimilerine göre gaflet içindeydi. Kimilerine göre hain.
Selanik’in 550 yıllık Osmanlı egemenliğinden sonra Yunanistan’a geçmesinde imzası bulunan paşanın, şehirdeki Osmanlıların hayatta kalabilmeleri için bu kararı aldığını söyleyenler de var.
Araştırmacı-yazar Vasilis Nikoltsos’a göre, Hasan Tahsin Paşa çok sevdiği Selanik’te kan dökülmesini istemiyordu. Bu nedenle de protokolü imzaladıktan sonra, “Selanik kaybedildi ancak kurtuldu” dedi.
Paşa’nın sevilmesinin ikinci nedeni ise 1. Balkan Savaşı’ndaki Yunan-Sırp-Bulgar-Karadağ ittifakının en güçlü ordusuna sahip Bulgaristan’ın “Bizimle de aynı protokolü imzala” dediğinde Hasan Tahsin Paşa’nın “Hayır” cevabı vermesi.
Eğer, Yunan ordusundan birkaç gün sonra Selanik’e giren Bulgar ordusuyla da aynı protokolü imzalasa, kim bilir belki de bugün Selanik Yunanistan değil, Bulgaristan topraklarında yer alacaktı.
Şehrin Yunanlılara tesliminden sonra paşa burada fazla kalamadı. Sarhoş Bulgar askerleri evini bastı, Osmanlılar da ona hain gözüyle baktı. 1913’te Fransa’ya gitti ve beş yıl sonra öldü. Oğlu ve yaveri Kenan Mesare ressamdı. Bugünlerde Selanik’teki resim müzesinde sergilenen tablolalarından birinde babasının teslimiyet protokolünü imzalamasını canlandırmıştı. Hasan Tahsin Paşa’nın hayatta iki torunu var: Remzi Romanos Mesare ABD’de, mimar olan Şahin Seryios Mesare ise Yunanistan’da yaşıyor. (www.hurriyet.com.tr Temmuz 15, 2012)
…………………
Abdurrahman Abdi Paşa Ne Yapmıştı?
2 Eylül 1686 tarihinde Kutsal ittifak birlikleri Budin’i almak için altı koldan genel taarruza geçtikleri sırada, Abdurrahman Abdi Paşa, Beç Kapısı’nda şehit düştü. Haçlı ordusu ancak bundan sonra kente girebildi. Paşa şehit düştüğünde 70’li yaşlarındaydı.
Macarlar, Abdurrahman Abdi Paşa’nın kahramanlığını yüzyıllar boyunca unutmadılar ve şehit düştüğü yere çok daha sonraları, üzerinde şu ifadelerin yazılı olduğu bir mezartaşı diktiler.“145 yıllık Türk egemenliğinin son Buda Valisi Abdurrahman Abdi Arnavut Paşa, bu yerin yakınında 1686 Eylül ayının 2. günü öğleden sonra yaşamının 70. yaşında maktul düştü. Kahraman düşmandı, rahat uyusun!” Bu ibare, Paşa’ın şehit olduğu yerdeki mezartaşına Osmanlı Türkçesiyle ve Macarca olarak yazılmıştır. (dergipark.org.tr,Abdülkadir Özcan)
Türk imparatorluğu da Macaristan’ı buradan idare etti. Buda’nın son komutanı, 70’ine gelmiş vezir Arnavut Abdi Abdurrahman Paşa elinde iki kılıçla şehri savundu. Budin düştü, Macarlar o gün bugündür onun mezarını bir abide olarak ihtiramla muhafaza ediyor.. (Ortaylı,2013:153-154)