MURAT BARDAKÇI: SULTAN II.ABDÜLHAMİT’İN 8 BİN KİTAPTAN OLUŞAN KÜTÜPHANESİNİ YOK ETTİLER


18.3.2023 tarihinde TVNET televizyonda Türk Kahvesi programında Ayşe Böhürler’in konuğu gazeteci tarihçi yazar Murat Bardakçı idi. Murat Bardakçı'nın yeni çıkmış ‘Reddi Miras’ isimli kitabı üzerinde bir söyleşi vardı. Murat Bardakçı her zaman olduğu gibi çok orijinal şeyler söyledi. İşte bu söyleşiden bazı bölümler:

“Bende son dönem yaşamış devlet ve hükümet adamlarına ait çok özel arşivler vardı. Bunların yazışmaları mektupları vesaire… Sultan Vahdettin'in Enver Paşa'nın gibi… Ben bunlardan alacaklarımı aldım. Sonra bu 4-5 kutuyu açılmaması şartıyla devlet arşivlerine teslim ettim. Kutuların açılmaması talebimin sebebi şuydu: Burada bazı kişilerin eşine çoluk çocuğuna yazdığı şahsi mektuplar vardı. Bunlar kişinin özel hayatının mahrem alanına girdiği için bunları yayınlamadım. Bu yüzden açılmaması şartıyla bu bilgileri belgeleri devlet arşivine verdim. Şahsi belgelerin yayınlanmasını doğru bulmuyorum. Hatta ayıplıyorum.

1927 yılında Yıldız Sarayı'nın Kütüphanesi, İstanbul Üniversitesi'ne taşınma kararı alınmış. Burada Sultan 2. Abdülhamit'in Alman Kayserinden gelmiş kitaplar da dahil olmak üzere 8.000 kitaptan oluşan özel kütüphanesi varmış.

28 Şubat Darbe döneminde İstanbul Üniversitesi'nin rektörü Kemal Alemdaroğlu İstanbul Üniversitesi'nin kütüphanesine Alman Dili profesörü bir bayanı görevlendirmiş. Bu bayan bu özel kütüphaneyi tasfiye etmiş. Sonrada Alemdaroğlu'na giderek “Sayın hocam Atatürk'ün yasakladığı Arapça ile yazılmış kitapların hepsini dağıttım, kimine de çöpe attım” demiş.

Bizdeki “reddi miras” Rus devriminden bile daha beter oldu. Ruslar daha sonra bundan vazgeçtiler, miraslarına sahip çıktılar. Ancak bizde bu hala devam ediyor. Nitekim bir Rus, “Bizde bu iş kalkmıştı. Türkiye'de hala devam ediyor” diye kitabına yazmıştı. Bu kitap Türkçe'de yayınlanırken bu bölümü çıkardılar.

Yıldız Sarayı uzun süre kumarhane olarak kullanıldı. Burada kumar makinelerini ve kumarhaneleri işletmek üzere İtalya'dan uzmanlar ve makineler getirdiler. Sonra burada kumarhanede kumar oynayan kişileri yargılamaya kalktılar. Onlar da “Bu kumarhaneyi siz açtınız. Şimdi bizi bundan dolayı mı suçluyorsunuz?” diye davaya karşı çıktılar. Bu yüzden bu kişilere komik cezalar verildi

Cumhuriyet devriminden sonra Saray eşyaları çeşitli yerlere taşındı. Elime geçen kayıtlara göre saray eşyalarının %30'u tamamen ortadan kayboldu. Kimde olduğu bilinmiyor. Geri kalan %70'i ise çeşitli müzayedelerde hala satılmaya devam ediyor. Bir kısmı da bazı kişilerin evlerinde, bazıları da devlet dairelerinde.. Ben İstanbul'daki bütün eski aileleri tanıyorum. Onların evlerindeki eski eşyaları da biliyorum.

Topkapı Sarayı'ndaki mücevherlerin cumhuriyetin kurulmasının ardından bir kararla Ankara'ya götürülme şeklinde karar alındı.Buna cılız da olsa karşı çıkanlar oldu, ama dinlemediler.Bu mücevherleri Ankara’da Merkez Bankası'nın kasalarına kilitlediler. Sonra da unuttular. 1951 yılında bu kasaları tesadüfen buldular.Yaklaşık 2 ay süren komik bir macerayla bu kasalar açıldı. İçindeki mücevherler bulundu.

Dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar bir kararname yazdı. Ancak bunlar tenteli bir kamyonetle 1960 yılına doğru Topkapı Sarayı'na sevk edildiler. Burada bunların muhafazası müsait olmadığı için bu mücevherleri yaklaşık 5 yıl Mukaddes emanetlerinin yanındaki kuyuda saklandılar. 1963 yılında bu mücevhereleri tekrar ayıklanıp Kaşıkçı elması dahil bir kısmı sergilemeye başladılar. Bir kısmı da şu anda sergilenmeden saklanıyor.

 

Güncel Haberler