MEKKE’YE GİDEN YOL’DA BİR TREN İSTASYONU


İskenderiye’de gemiden indim. Tren,Sina çölünde ilerliyordu.El Ariş’in hurma bahçeleri görünüp kayboldular.Tren,kimi zaman tahta ve teneke barakalardan ibaret küçük istasyonlarda duruyordu.Paçavralar içinde esmer çocuklar trenin çevresinde bağırıp çağrışarak sepetlerindeki kekleri satmaya çalışıyorlardı.

Karşımda çömelmiş oturan Bedevi kufiyesini açarak ağır ağır kalktı ve pencereyi açtı. Yüzü ince esmer ve keskin hatlıydı. O, gülerek hep ileri bakan, şahin bakışlı sert yüzlerden biriydi.

Uzanıp dışarıdan bir parça kek aldı ve tam dönüp yerine oturacakken gözleri bana takıldı. Tek kelime söylemeden elindeki keki ikiye bölerek bir parçasını bana uzattı. Benim şaşkınlık ve tereddütümü görünce gülümsedi. Bu dokunaklı gülümsemenin de biraz önceki ciddi bakışlar kadar sert çevreye yakıştığını gördüm.

O gün anlamını bilmediğim bir sözcük söyledi bana.. “Tafaddal” (Buyurun)

Keki aldım ve başımla teşekkür ettim. Şimdi düşünüyorum da sonraları Arap mizacına duyduğum bu sevgide bana öyle geliyor ki bu küçük olayın büyük bir rolü odu.Tüm yabancılık sınırlarını aşarak bir yolculukta rastgele karşılaştığı yabancıya içten bir arkadaşlık göstererek, ekmeğini onunla bölüşen bu bedevinin davranışından, daha o gün teklifsiz bir insan seciyesinin sıcak soluğunu, kucaklayışını hissetmiş olmalıyım (Esed,2019:111-112).

(Muhammed Esed,(2019) Mekke’ye Giden Yol, İstanbul, İnsan Yay)  

 

*Muhammed Esed

Mekke’ye Giden Yol isimli kitabıyla bizleri alışılmışın dışında bir sefere çıkaran isim Muhammed Esed,1900 yılında, o dönemde Avusturya-Macaristan topraklarına bağlı bir eyalet olan Galiçya’da dünyaya geldi. Müslüman olmadan önceki ismi Leopold Weiss’di ve Yahudi bir ailenin üç çocuğundan birisiydi. Dedesi matematik ve fizikte uzmanlığı bulunan ve astronomiye çok ilgi gösteren satranç ustası bir hahamdı.

Esed 22 yaşındayken ihtida hikayesinin ilk durağı sayılan Kudüs’e doğru ilk çağrı geldi kendisine. Kudüs’e geldiğinde Esed'i Müslümanların günlük hayatlarına İslam’ın ne derece sirayet ettiğini görmek çok etkiledi. Kudüs’teki çalışmalarını bitirdikten Berlin’e dönen ve burada Elsa ismindeki bir hanımla evlenen Esed, bir gün Berlin metrosunda eşi Elsa ile beraberken herkesin derin ve gizli bir acıyla hayatlarını sürdürdüğünü düşündü.

Duyduğu bu üzüntüyü Elsa ile paylaştı ve Elsa’dan gelen cevap hayatının dönüm noktası oldu onun için; Bir cehennem azabı çekiyorlar sanki. Acaba kendileri bunun farkında mı? Bu halet-i ruhiye ile eve döndüklerinde masasında araştırma yapmak için duran Kur’ân’a gözü takıldı. Karşısına Tekasür Suresi’nin 1-8. ayetleri çıktı. Metroda yaşadıklarının tam karşılığı olarak gördü bu ayetleri. Bu hadiseden kısa bir süre sonra Elsa ile beraber Berlin’deki küçük bir Müslüman cemaatinin başkanının huzurunda Müslüman oldu (https://www.gzt.com)

 

Güncel Haberler