BOSNADA NELER OLUYOR?


TEFEFKÜR DÜŞÜNCE MERKEZİ (10.11.2021)

Tarihi Arka Plan

Saraybosna, 1463 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına katılmış. 1878 yılındaki Berlin Anlaşmasına kadar Osmanlı hakimiyetinde kalan şehirdeki en önemli eserler Bosna’nın ilk Sancak Beyi olan İsa Bey ile Kanuni Sultan Süleyman’ın Bosna Sancak Beyi olan Gazi Hüsrev Bey‘e ait.

Fatih Sultan Mehmed'in 1463 yılında Bosna’nın fethinden sonra Bosna halkına verdiği Ferman tarihin en önemli belgelerindendir aslında.Bu fermanı burada bu vesile mutlaka paylaşmalıyız.

Ben Fatih Sultan Han, bütün dünyaya ilân ediyorum ki; kendilerine bu padişah fermanı verilen Bosnalı Fransiskenler himâyem altındadır ve emrediyorum:

Hiç kimse ne bu adı geçen insanları ne de onların kiliselerini rahatsız etmesin ve zarar vermesin. İmparatorluğumda huzur içerisinde yaşasınlar ve bu göçmen durumuna düşen insanlar özgür ve güvenlik içerisinde yaşasınlar.Devletimdeki tüm memleketlere dönüp korkusuzca kendi manastırlarına yerleşsinler. Ne padişahlık eşrâfından, ne vezirlerden veya memurlardan, ne hizmetkârlarımdan, ne de  ülkemin vatandaşlarından hiç kimse bu insanların onurunu kırmayacak ve onlara zarar vermeyecektir.

Hiç kimse bu insanların hayatlarına, mallarına ve kiliselerine saldırmasın, hor görmesin veya tehlikeye atmasın.Hatta bu insanlar başka ülkelerden devletime birisini getirirse onlar da aynı haklara sahiptir.

Bu padişah fermanını ilân ederek burada, yerlerin, göklerin yaratıcısı ve efendisi Allah, Allah'ın Elçisi Aziz Peygamberimiz Muhammed ve 124 bin peygamber ile kuşandığım kılıç adına yemin ediyorum ki; emrime uyarak bana sadık kaldıkları sürece tebaamdan hiç kimse bu fermanda yazılanların aksini yapmayacaktır.                      28 Mayıs 1463 Milodraz

1530 yılında inşa edilen Gazi Hüsrev Bey Camii, şehrin en önemli camilerinden. Adını camiyi inşa ettiren Bosna Sancak Beyi Gazi Hüsrev Bey’den alan ve Mimar Sinan tarafından yapılan camii şehrin en işlek noktası olan Başçarşı’da bulunuyor.

Bosna Savaşı’nda Sırpların hedef noktası haline gelen Gazi Hüsrev Bey Camii 1996 yılında dış yardımlarla yenilenmiş. Gazi Hüsrev Bey Camii bahçesinde Gazi Hüsrev Bey’in türbesi de mevcut. Camii ve bahçesi içerisinde şadırvan, abdesthane, muvakkithane, mektep, medrese ve bir saat kulesi bulunuyor.

Günümüzde Bosna

Bosna’nın  yakın geçmişinden bugüne kısaca göz atalım.Bosna’nın dününü bilmezsek bugününü yeterince anlayamayız.

Yugoslavya’nın Kurucusu Tito'nun ölümünden sonra artan etnik çekişmeler ve ekonomik bunalım nedeniyle 1980'lerin sonlarında Doğu Avrupa'daki değişikliklerin de etkisiyle 1990'lar ve 2000'lerde yaklaşık 20 yıl süren kanlı bir süreç sonunda Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti, yedi ayrı egemen ülkeye bölünmüş.

Bosna’da tarihi kırılma 1986 yılında, dönemin Sırbistan Komünist Partisi Başkanı iken  Slobodan Miloşeviç’in Kosova Meydan Muharebesi’nin yıldönümünde yaptığı rövanş alma konulu konuşmasından sonra başlamıştır.

25 Haziran 1991'de Slovenya ve Hırvatistan, Almanya ve İtalya′nın desteklemesi ile bağımsızlıklarını ilan ettiler. Eylül 1991'de de Makedonya bağımsızlığını ilan etti. 29 Şubat-1 Mart 1992'te Bosnalı Hırvatlar ve Bosnalı Müslümanlar bir bağımsızlık referandumu düzenlediler.Sonuç yüzde 99.7' ile Yugoslavya’dan bağımsızlık ilanı yönünde oldu. 5 Nisan 1992'de Bosna-Hersek Cumhuriyeti bağımsızlığını ilan etti. 6 Nisan'da da ABD ve Avrupa ülkeleri Bosna-Hersek'in bağımsızlığını tanıdılar.

Bağımsızlık ilanının ardından Sırpların Bosna’daki  tarihi ablukası başladı.Üç yıl boyunca Sırplar hiçbir çağrıya kulak asmayarak insanlık dışı uygulamalarını pervasızca sergilediler. Nisan 1992’de Bratunac köyünde yaklaşık 350 Bosnalı Müslüman, Sırp paramiliterleri ve özel polis güçleri tarafından işkenceye tabi tutularak öldürüldü.

Saraybosna Kütüphanesi Ağustos 1992'de Sırp güçlerinin civar tepelerden attığı fosfor bombalarıyla yakıldı. Binadan geriye sadece duvarlar kaldı. Osmanlı ve Avusturya-Macaristan imparatorlukları dönemleri de dahil olmak üzere Bosna-Hersek'in tarih ve kültür  mirası eserlerden yaklaşık yüzde 90'ı kül oldu. Kütüphanede, 3 gün boyunca devam eden yangında 155 bini el yazması, ülkenin ulusal arşivlerinin de bulunduğu yaklaşık 2 milyon eser yok oldu.Kütüphane müdürü Dr Rizo Sijaric bir bomba ile kütüphane çalışanı Aida Buturoviç kitapları kurtarmaya çalışırken kurşunlara hedef oldular.Milli kütüphane 22 yıl sonra  2014 yılında  ancak yeniden açılabildi.

Bosna Savaşı’nın sonlarına doğru Müslümanların birçok cephede zafer kazandığı bir sırada öne çıkarılan Dayton Barış müzakereleriyle savaşın sona ereceğini gören Sırplar, avantaj elde etmek için iki stratejik kent olan Gorajde ve Srebrenitsa’yı ele geçirmek maksadıyla bu iki kente saldırdılar. BM tarafından güvenli bölge olarak ilan edildikten iki yıl sonra Srebrenitsalılar 1995 yılının yaz ayında Hollandalı BM güvenlik güçlerinin gözetiminde toplu katliamın kurbanı oldular.

Srebrenitsa çevresindeki ilk toplu mezarları ortaya çıkararak Pulitzer Ödülü kazanan Amerikalı gazeteci David Rohde BM’nin bu tavrını eleştirerek şöyle dedi: “Uluslararası camia taraflı bir şekilde binlerce insanı silahsızlandırmış ve sonra da onları en azgın düşmanlarına teslim etmiştir

Srebrenitsa Katliamında öldürülenlerin kesin sayısı bilinmemekle birlikte Eski Yugoslavya Savaş Suçları Mahkemesi savcısı, 7.000 ila 8.000 kişinin öldürüldüğünü belirtmiştir.

Bosna Savaşı, Bosna-Hersek'te 1 Mart 1992 tarihinden 14 Aralık 1995 tarihine kadar sürdü.Üç yıldan fazla süren bu savaş sırasında Kızılhaç Örgütü verilerine göre yaklaşık 300 bin kişi hayatını kaybetmiş, 2 milyon kadar insan da yerini yurdunu terk etmek zorunda kalmıştı.Bosnalılar, dünyanın gözü önünde ve Avrupa'nın göbeğinde sistematik bir soykırıma tâbî tutulmuştu.

Bosna Savaşı'nın başlamasından üç yıl sonra, ABD'nin girişimiyle Dayton'da Hırvat ve Bosnalı liderler barış masasına oturdular.Birleşmiş Milletler temsilcisi Cyrus Vance ve Avrupa Birliği temsilcisi Lord Owen savaşı durdurmak için taraflarla müzakereler yaptılar. Bosna-Hersek'i etnik açıdan 3 bölgeye ayıran çeşitli haritalar çizildi ve taraflara sunuldu. Mart 1994 tarihinde taraflar anlaşmaya vardılar ve birbirleriyle savaşmaktan vazgeçtiler.

Bosna-Hersek Federasyonu’nun sınırından girince şaşkınlıkla bir vaziyeti idrak ediyorsunuz. Sırbistan’dan başka Bosna Hersek’in içinde ayrı bir Sırp Cumhuriyeti var. Hırvatistan’dan  başka Bosna Hersek’in içinde Hırvatların hakimiyetleri var.

Nüfusun 4,622,163 olduğu söylenen Ülkede son nüfus sayımı 1991 yılında yapıldığı için mevcut ahvalde kesin rakam bilinmemekte. 1991 resmi sayımında, Bosna-Hersek’te yaşayan Boşnak nüfusun 2.912.718, Sırp nüfusun 1.447.384, Hırvat nüfusun 805.892, diğerlerinin ise 111.039 olduğu ilan edilmiş.

Bosna-Hersek Federasyonu’nun yönetimi dönüşümlü olarak gerçekleşiyor.Bakanlıklar,ordu, polis gücü başta olmak üzere bütün devlet kademesi bu nüfusa göre paylaşılmış. Devlet Başkanlığı Konseyi, üç kurucu halkı temsilen seçilen üç üyeden oluşmakta olup, Konsey Başkanlığı bahse konu üç üye arasında sekiz aylık dönemlerle rotasyon usulü değişmekte.Ana Devlet düzeyindeki bu yönetim yapılanmasının yanı sıra, Sırp Cumhuriyeti ve Kantonların da kendi Hükümetleri ve Parlamentoları bulunmakta.

Bosna'da Neler Oluyor?

Bosna Hersek’teki Sırp Cumhuriyeti’nin akıl hastası lideri Milorad Dodik, sonunda ağzındaki baklayı tam olarak çıkardı: “Bağımsız ordumuzu kuracağız!”

Dodik zaten bir süredir, “başarısız bir ülke” olarak tanımladığı Bosna Hersek’ten ayrılmak istediklerini, hatta bunu yapmaya giriştiklerinde kendilerini durduracak hiçbir otorite olmadığını falan söylüyordu. Bir zamandır da Dayton Antlaşması gereği üçlü bir başkanlık ve parlamento sistemi ile yönetilen Bosna Hersek Meclisi’ni “çalışamaz hale getirmek için” elinden geleni yapıyordu.

En yakın örnek, Bosna ekonomisi için hayati önemdeki turizm sektörü konusunda takındığı “hayır” tavrıydı. Suudi Arabistan ve benzeri zengin Arap ülkelerinden gelecek turistlere vize muafiyeti verilmesine engel olmuştu mesela. Pandeminin yoğunlaştığı zamanlarda ilaçlara erişim konusunda oluşturduğu engeller de aklımızda.

Dodik Bosna’daki Sırpları peşine takarak, Sırbistan ve Rusya’nın da desteğini alarak tehlikeli, çok tehlikeli bir yola tevessül etmiş görünüyor. Bosna’daki yakın arkadaş ve meslektaşlarım, “her şeyin bir silahın ateş almasına bağlı” olduğunu ifade ediyorlar ki bu kahrolası bir savaştan1995 yılında çıkmış Bosna Hersek için travmatik bir geri dönüş demek.

Balkanlarda Kriz Sinyali:

Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Milorad Dodik Bosna Hersek'i 'parçalama' planını açıkladı.Bosna Hersek'te iki entiteden biri olan Sırp Cumhuriyeti lideri Milorad Dodik'in ayrılıkçı söylemleri son dönemde Balkan ülkesinde endişelere yol açıyor.

Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Dodik, Bosna Hersek'i "başarısız bir ülke" olarak tanımlıyor ve üç kutuplu siyasi anlaşmazlığın çözülebilmesinin tek yolunun "Bosna Hersek'in ortadan kaldırılmasıyla" mümkün olabileceğini söylüyor.

Bosna Hersek'in askeri, yüksek yargı ve vergi yönetiminden çekileceklerini belirten Dodik, önümüzdeki aylarda kendi Bosnalı Sırp ordusunu yaratma sözü de verdi.

Devlet Başkanlığı Konseyi'nin Müslüman üyesi Şefik Caferoviç, ülkenin "Dayton barış anlaşmasının imzalanmasından bu yana en tehlikeli krizle" karşı karşıya olduğunu kaydetti.

1990'larda 100 bin kişinin ölümüne neden olan savaş sonrası Bosna fiilen ikiye bölündü ve ülkenin bir yarısı ülkenin etnik Bosnalı Sırplarına verilirken diğer yarısı Müslüman-Hırvat federasyonu yönetimine bırakıldı.

İki taraf, bir zamanlar zayıf olan ancak yıllar içinde Birleşmiş Milletler tarafından atanan bir yüksek temsilci tarafından kademeli olarak güçlendirilen federal kurumlar tarafından birleşmiş durumda.Bosnalı Sırp lider Dodik, '140 olan bu kurumlara meydan okuyacağını' söyledi ve "Dünyada bizi durdurabilecek hiçbir otorite yok" dedi.

BM ‘den Bosna Uyarısı

Uluslararası toplumun Bosna Hersek'teki baş temsilcisi, ülkede bölünme tehlikesinin olduğunu ve çatışmaya dönüşün “çok gerçek” bir ihtimal olarak değerlendirildiğini kaydetti.

Bosna-Hersek'in Yüksek Temsilcisi Christian Schmidt, Birleşmiş Milletler'e (BM) sunduğu raporda, Sırp ayrılıkçıların, ulusal silahlı kuvvetleri ikiye bölerek kendi ordularını yeniden oluşturmaları halinde ülkede yeni bir savaşı engellemek için daha fazla uluslararası barış gücüne ihtiyaç duyulacağını söyledi.

Eski Alman bakan Schmidt, Ağustos ayında göreve başlamasından bu yana hazırladığı ilk raporunda, Bosna'nın “savaş sonrası dönemin en büyük varoluşsal tehdidi” ile karşı karşıya olduğunu yazdı.

Sırp Güçlerden 'Terörle Mücadele' Tatbikatı

Bosnalı Sırp lider Milorad Dodik, son çeyrek yüzyılda uluslararası yardımla oluşturulan ulusal ordu da dahil olmak üzere devlet düzeyindeki kurumları çekip bir Sırp kuvveti oluşturmakla tehdit ediyor.

Dodik, 14 Ekim'de Bosna ordusunu kışlalarının etrafını çevirerek Sırp Cumhuriyeti'nden çekilmeye zorlayacağını ve Batının askeri müdahaleye kalkışması halinde, kendisine destek sözü veren "arkadaşları" olduğunu söyledi. O ülkelerin de Sırbistan ve Rusya olduğu kaydediliyor.

Bosnalı Sırp polisi, geçen ay Sırp güçlerinin 1992-95 kuşatması boyunca Saraybosna'yı bombaladığı Jahorina Dağı'nda “terörle mücadele” tatbikatları gerçekleştirdi.

 

 

Güncel Haberler