Mekkeli müşriklerin dayanılmaz işkenceleri karşısında Habeşistan"a hicret eden ilk Müslümanlar, nihayet Medine"ye dönmeye başlamışlardı. Uzun süren hasret yıllarının ardından sevdiklerine kavuşmuşlar, Allah Resûlü"nü dünya gözüyle tekrar görmenin bahtiyarlığına ermişlerdi.
Yıllarca kendilerinden uzakta kalan Müslümanlar onlardan Habeşistan hatıralarını dinlemek istiyorlardı. Böyle bir anda Allah Resûlü yanlarında belirdi ve muhacirlere “Habeş diyarında gördüğünüz ilginç olayları bizimle paylaşabilir misiniz?” dedi.
Muhacirlerin genç olanları hemen “Elbette ey Allah"ın Resûlü!” dediler ve anlatmaya başladılar: “Biz bir gün otururken yaşlı bir rahibe, başının üstünde su testisi taşıyarak yanımızdan geçti. İleride bir gençle karşılaştı. Genç, yaşlı rahibeyi arkasından itti. Kadıncağız düştü ve su testisi kırıldı.
Kadın yerden kalktı ve gence yönelerek şöyle dedi: "Ey zalim! Allah, kürsüyü kurup gelmiş geçmiş herkesi huzurunda topladığında, eller ve ayaklar konuşup yaptıklarını anlattıklarında, Allah"ın huzurunda benim hâlimle, kendi hâlinin nasıl olduğunu öğreneceksin!"”
Allah Resûlü burada söze girdi ve şöyle dedi: “Rahibe doğru söylemiş, rahibe doğru söylemiş. Zayıfların güçlülerden hakkını alamadığı bir toplumu Allah günahlarından arındırıp nasıl temize çıkarır?”
(https://www.diyanethaber.com.tr/ahirete-iman-edebi-hayati-tasdik 21.09.2022)