AHMET MUHTAR BÜYÜKÇINAR ve İBRET AYNASINDAN GÖRÜLENLER


1920 Gaziantep doğumlu Ahmet Muhtar Büyükçınar Hocaefendi, 'Hayatım İbret Aynası' isimli hatıra geçmişleri 1930'lu yıllarda Tahtani Cami'nin   İmam-Hatibi olarak görev yapan Cabizade Hafız Abdullah Efendi ile aralarında geçen konuşmaları şöyle anlatıyor: “…İkindi namazda Tahtani Cami'ne gittik . İmamı uzun kilolu, büyük sarıklı, aksakallı, nur yüzlü, ilim yüklü pir ihtiyar Hafız Abdullah Efendiyi henüz hoca olmadan sevgisi kalbime düştü.

Namazdan sonra hapishanede beklemenin peşinden. Selam verdim, selamımı verdikten sonra bize döndü, kaşlarını çatarak tok sesle “Ne yere?” deyince, tartışmamız başladı.

-Hocaefendi! Senden eğitim almak istiyorum.

-Çocuk sen şaşırdın mı? tarihe gömüleli on beş Arapça sene oldu. Bugüne kadar biri gelip de Arapça okuyacağım demedi. Sen nereden çıktın? Arapça'nın ne denli zor olduğunu, başlangıcı olup olmadığını biliyor musunuz? Ömrün vermek okusan bile ne yapacaksın, okuduğunu nerede uygulayacaksın? Biz ömrümüzü vurgulayarak Arapça okuduk ama ne yaradı? Yasaklar zinciriyle elimizi kolumuzu bağladılar. Allah'ın hükümlerini, emir ve yasaklarını okutarak, açık dinimizi halkımıza tanıtamadık. Dilimizi konuştuklarımızı, okuduklarımızı cemaatimize bağlayamadık.

Daha geçenlerde –medrese talebem olan- Ahmet Çelebi Camii'nin imamı Mehmed Ali Temiroğlu, cemaatinden beş altı gence Kur'an okuturken polisler camiyi üzerinden hocayı suç üstü yakalamışlar, zavallı hocayı ve talebelerini karakola götürmüşler,olmaz hakareti görmüşler, o da bir daha hiç okumamışlar . Bak ne hale düştük. Dine bağlı gaziler ve şehitler yurdu olan koca Gaziantep'te kimse evinin dinini okutmaz oldu…” (Büyükçınar,2019:234-235).

Ahmet Muhtar Büyükçınar Hocaefendi, Mısırda Ezher'deki tahsil hayatı sırasında yaşadığı bir başka olayı şöyle anlatıyor: 1952 yılında Pakistan'da bütün Müslüman devletlerinin gelişiyle ilk İslam Kongresi yapılıyor. Toplantıya her devletten temsilciler gelir. Türkiye'den de devrin başbakanı rahmetli Adnan Menderes ve Hariciye Bakanı Fuat Köprülü gider. Toplantı yerinde namaz vakti gelir. Ezan okunurken bütün delegeler namaza bölümleri. Bizimkiler ağırlamaktan.

O Türkçe bilen Mısırlı bir gazeteci bizimkilere yaklaşıyor. O anda Menderes'le Hariciye Bakanı arasındaki konuşmayı hafızasına şöyle devam ediyor:

Adnan Menderes: Baksana herkes namaza hazırlanıyor. Biz de namaz kılmalıyız..

Fuat Köprülü: Başbakanın biz namaz kılmıyoruz ki…

Adnan Menderes: Bütün İslam memleketlerinde “Türkler İslam'dan uzaklaştılar.Camilerin çoğu kapatıldı” şeklinde sözler var. Şimdi biz namaz kılmazsak bu sözleri doğrulamış olmaz mıyız?”

Mısırlı gazeteci, Başbakan Adnan Menderes ve Hariciye Bakanı Fuat Köprülü arasında geçen bu konuşmayı harfiyen yazar ve basılmak üzere gazeteye Kahire'ye gönderir.

Ertesi gün Mısır'da en çok satan gazetenin baş sayfasında büyük puntolarla “Türkiye hariciye Bakanı namaz kılmıyor” dendikten sonra başlığın altında da Menderes'le bakan arasında geçen konuşmaları aynen naklediyor.

Vatanını yedi her Türk'ü düşündüren bu sözleri okuyarak haklı olarak biz de üzüldük ve yaşanan olaya çok ağırımıza gitti (Büyükçınar,2019:763).

 

Büyükçınar Ahmet Muhtar, (2019) Hayatım İbret Aynası, İstanbul: Ensar Yay,

 

 

Güncel Haberler