Yolculuk ve Rehberlik

Yolun önemi, varılacak menzilin değeri mertebesindedir.
 
Ebedi hayatın hazırlık aşaması olan dünya yolculuğu, insanın sınavı gereği zorluklarla, engellerle, saptırıcılarla donatılmış; insana da bütün bunlarla başedebilme kabiliyeti verilerek uyarıcılar, yol işaretleri ve enerji istasyonlarıyla hedefe ulaşabilmesi olabildiğince desteklenmiştir.
 
Bütün bunlarla birlikte, insanoğlu bu yolculukta her şeyden fazla rehberliğe muhtaçtır.
 
Etkin bir rehberlik için öncelikle ideal bir amaca ve somut hedeflere sahip olunmalıdır. Kur’an-ı Kerim ana çerçeveyi ‘‘insanlığın yararı, iyiliğin yayılması, kötülüğün engellenmesi olarak çizer.” (Âl-i İmran 110) ve bu amaç için başa yarışmakla (müttakilere önder olma) kalmayıp aynı zamanda bu hedefe hizmet edecek aile bireyleri ve nesillerin de yetiştirilmesini öğütler (Furkan 74).
 
Topluma önderlik yapabilmek ilim sahibi olmayı gerektirir. İnsanlar arasındaki en üst rütbe ilim rütbesidir. Ancak ilmin hikmetle bütünleşmiş olması, hakikate ulaştırabilmesi gerekir. Faydasız ve faydalanılmayan ilim sahibine yarar sağlamaz. Nice ilim verilmiş kişi (Belam örneği) nefsinin ve şeytanın kölesi olmuştur. “Onlara, peşine şeytanın takıldığı ve kendisine verdiğimiz âyetlerden sıyrılarak azgınlaşan kişinin olayını anlat. Dileseydik onu âyetlerimizle yükseltirdik, fakat o, dünyaya meyletti ve nefsinin hevasına uydu.” (Araf 175-6)
 
Bu nedenle ilimle birlikte nefis kontrolü son derece önemlidir. Kendini yönetemeyenin başkalarına nizam vermeye kalkması abestir. Liderlik örnek olmayı, herkesten fazla fedakârlığı ve nefsini kontrol edebilmeyi gerektirir.
 
“Allah sakınan ve kendisine güvenenlere çıkış yolları ve kolaylıklar verir.” (Talak 2-4)
 
 Liderlik bir imtiyaz değil, ağır bir sorumluluktur. Nitekim ölüm yatağındaki Hz. Ömer oğlunun halifeliğe teklif edilmesine, ‘‘bir aileden bir kurban yeter’’ diyerek karşı çıkmıştır.
 
Liderlik için, ilmin yanısıra gerekli en önemli özellik sabırdır. Sabır, sorumluluklarını yerine getirirken yalpalamamaktır. Sabır, musibet geldiği an şikayet etmeden katlanabilmektir. Sabırlı olmak, gerçekte Allah’a güvenmek, O’ndan ümit kesmemektir. Sabır, izzet ve şeref kalesinin ana kapısıdır. Başarıya ermek için inanmak esastır fakat yeterli değildir. İnancın gereğini yapmak ve bu uğurda topyekün hakkı ve sabrı ayakta tutmaya çalışmak gerekir. Bundan gerisi aldanış denizinde boğulmaktır (Asr suresi).
 
 Lider Allah’a güvenmeli (tevekkül), güvenilir olmalı (emanet) ve adaleti gözetmelidir.
 
Örnek olmak, insanlarla yakın olmayı, onlarla bütünleşmeyi, yumuşak ve tevazulu davranmayı gerektirir.
 
Tevazu, Rabbinin yüceliği karşısında haddini bilmek, O’na ve kullarına karşı saygılı olmaktır.
 
Tevazu insanlara değer vermek, görüş ve düşüncelerini paylaşmak (istişare), kusurlarını affetmek, kırıcı davranmamak gibi pozitif iletişim kanallarının giriş kapısını olşuturur.
 
 İnsanlara mesafeli olmak, onlara üstten bakmak liderlikle bağdaşmaz.
 
 Uhud savaşı sürecinde yaşanan sıkıntılara rağmen, Peygamberimizin (sav) gösterdiği liderlik tavrı bize yol gösterici örnek olarak Kur’an’da övülmüştür. ‘‘Allah’ın rahmeti sayesinde onlara yumuşak davrandın, sert ve katı kalpli olsaydın dağılıverirlerdi. Onları affet, onlar için bağışlanma dile ve onlarla istişareye devam et. Karar verince de artık Allah’a güven. Şüphesiz ki Allah kendine güvenenleri sever.” (Âl-i İmran 159)’
 
İstişare doğruyu araştırmakla birlikte aynı zamanda insanlara güven verme, aidiyet ve sahiplenme duygularını pekiştirme, onları ortak bir noktada buluşturma sürecidir.
 
Toplum önderlerinin toplumlarını tanıması, onların özelliklerini, ihtiyaç ve beklentilerini iyi anlayıp analiz edebilmesi gerekmektedir. Hz. Musa’nın sarayda bir prens olarak yetişip, o çevreyi yakından tanıması, daha sonrasında çobanlık yaparak halkın arasına karışması; Hz. Yusuf’un kölelik ve zindan hayatından sonra, saraya intisab etmesi bu anlamda son derece dikkat çekici örneklerdir. Bu durum toplum bilimlerinin önemini de ortaya koymaktadır.
 
 İnsanlara, liyakatları ölçüsünde değer vermek, tedrici ve ikna edici bir yol izlemek, akıllarının almayacağı veya yanlış anlaşılmaya neden olacak şeylerden kaçınmak liderliğin gereğidir.
 
Başarmak için elden geleni yaparken yalnızca Allah’a güvenip tevekkül etmek, dua ve zikirden bir an gafil kalmamak (Zuhruf, 36; Enfal, 45) son derece önemlidir.
 
Dua en büyük ibadettir, müminin silahıdır. Bu silah infakla güçlenir. İnfak kirden arındırır, Allah’ın rızasına vesile olur.
 
Sosyal sorumluluklar ancak organize olarak yerine getirilebilir. Bunun için Saf suresinde ifade edilen sağlam bir bina gibi düzen içeresinde bir araya gelinmesi gerekir. Dayanışma, yardımlaşma, itaat, birlik olmak ve ayrılığa düşmemek konusundaki âyetler (Enfal 73; Nisâ, 59; Âl-i İmran 10) müminlerin organize olmak dışında başına buyruk bir halde olamayacaklarını açık bir şekilde ifade etmektedir.
 
Sözün özü, kelamın gücünde gizlidir: ‘‘Herkesin yöneldiği bir kıblesi vardır, siz hayırda yarışın. Nerde olursanız olun Allah hepinizi bir araya getirir (Ortak gaye üzerinde buluşturur). Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.” (Bakara 148)
 
* Bir Bilge Hekimin Zamana Şahitliği, Tefekkür Düşünce Merkezi, İstanbul,2021
 
**Prof.Dr Mustafa Samastı
Prof. Dr. Mustafa Samasti 1951 yılında Hasanbey'de doğdu. İlkokul'u Büyükyoncalı İlkokulu'nda Ortaokul ve Lise'yi Vefa Lisesi'nde okudu.
 
1975 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. 1979 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı'da uzman oldu.
 
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde 1987 yılında doçent oldu. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde 1996 yılında Profesör oldu. Klinik Mikrobiyoloji, Bakteriyoloji, Dezenfeksiyon, Hastane İnfeksiyonları üzerine çalışmalar yaptı.
 
SAĞLIK-SEN İstanbul İl Başkanlığı yapmış olup halen Kutup Yıldızı Sağlık Gönüllüleri Derneği Başkan Yardımcısıdır.
 
Uluslararası ve ulusal makalelerinin yanı sıra yayınlanmış kitapları da bulunan Prof. Dr. Mustafa Samastı İngilizce ve Almanca bilmektedir.
 
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı'nda Öğretim üyesi olarak görev yapmıştır.Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı iken emekli olmuştur.


[1]
Kutupyıldızı Sağlık Gönüllüleri Derneği, Bülten, Ocak 2013.




Güncel Haberler