NUH ALEYHİSSELAM ve AĞLAYAN KADIN

Uzm. Dr Selahaddin Semiz**

İstanbul ufuklarında gün batarken, güneşin son ışık huzmeleri gökdelenlerin camdan gövdesini kızıla boyuyordu.Sanki yangın çıkmış gibi camdan yansıyan ışıklar adeta yanan bir alevin kıvılcımlarını andırıyordu.

Maslak'taki rezidansının üst katında kral dairesinde oturan Kemal Beyoğlu, etrafında toplanan mimar ve proje ekibine küçümseyen bir eda ile bakarak “Bana daha büyük, daha yüksek ve daha gösterişli binalar lazım. Kimsenin yapmadığı, kimsenin görmediği binalar...Bunların hiç biri bu değil. Yıkılın karşımdan...”diye çıkışarak hepsini kovdu. Hırsın ve stresin verdiği gerilimle yüzü gerilmiş, göğsüne sanki bir kaya parçası oturmuştu.

Biraz sonra başı dönmeye göğsünden omuzuna doğru müthiş bir acı yayılmaya başladı. Kendini kaybetti.

Gözlerini açtığında büyük bir hastanenin kardioloji yoğun bakımındaydı. Ağır bir kalp krizi geçirmişti.Günlerce tedavi gördü, taburcu edilirken doktorlar stresden uzak sakin bir hayat tavsiye ediyorlardı. Ama onu bekleyen projeler, rezidanslar...ne olacaktı?

Ziyaretine gelen güngörmüş, irfan ehli bir baba dostu gönlüne sanki ilkbahar yağmurları gibi tesir eden sözler söylemişti. İrfan ehli şahıs, tane tane konuşarak Kemal Beyoğlu’na  “Hırs ve dünya sevgisi insanı felakete sürükler evladım. İnsan bu dünyada bir yolcu gibi yaşamalı. Ev sahibi gibi değil” dedikten sonra Ona ‘Nuh Aleyhisselam ve Ağlayan Kadın’ menkıbesini anlatmıştı.

………..

Rivayet olunduğuna göre; Hazreti Nuh, bir kadını ağlarken gördü ve ona “Neden ağlıyorsun?” dedi.

Kadın, “Oğlum gün yüzü görmedi genç yaşta gitti. Ona ağlıyorum.”diye cevap verdi.

Hazreti Nuh, ona tekrar sordu: “Senin gün yüzü görmeden ölen oğlun kaç yaşındaydı?”

Kadın, hıçkırarak ağlamasına devam ederek “Benim oğlum, 250 yaşındaydı.”dedi.

Hazreti Nuh, bu cevabı duyunca tebessüm etti ve şöyle konuştu: “Öyle bir zaman gelecek ki insanlar çok  az yaşayacak. Ömürleri 60-70 yıl olacak.”

Bu sözü  duyan ve bir hayli şaşıran kadın Hazreti Nuh’a şöyle dedi:“Onların ömürleri bu kadar az olduğuna göre,Onlar içinde oturmak için ev de yapacaklar mı?”

Hazreti Nuh şöyle cevap verdi: “Bu ömür için hem de en âlâlarını yapacaklar.”

Kadın,şaşkınlığı iyice artmış bir halde Nuh Aleyhisselam’a şöyle dedi: “Ben onların yerinde olsam ev yapma ile uğraşmaz, iki kazık çakar, üzerini örter, Rabbimi hamd ile tesbih ederdim.”

……………….

İrfan ehli baba dostu, bir şiirle tamamladı sözünü…

“İşte evlad dünya bu kadardır. Ne demiş şair…..

Başta devlet, dilde himmet, elde fırsat var iken

Tut elinden düşkünlerin sana saadet yar iken

Kimseye kalmaz bu cihan, mülk-i devlet sim-ü zer

Bir harap olmuş gönül tamir etmektir hüner...”

………………………

“Mal ve oğullar dünya hayatının zînetidir. Asıl kalıcı olan sâlih ameller ise Rabbinin katında hem mükâfat bakımından daha hayırlı, hem de ümit bağlamaya daha lâyıktır.”  (Kehf  Suresi /46. Ayet)

İyi bilin ki, şu dünya hayatı boş bir oyalanma ve oyundan başka bir şey değildir. Âhiret yurduna gelince, işte gerçek hayat odur. Keşke bunu bilmiş olsalardı! (Ankebût Suresi / 64. Ayet)

 

* Bir Başhekimin Hayata Dair Notları,Tefekkür Düşünce Merkezi, İstanbul,2021

**Uzm. Dr Selahaddin Semiz

1962 yılında Sivas, Gürün’de doğdu. 1985 yılında İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesinden mezun oldu. Kırşehir, Kaman’da mecburi hizmetini, GATA-Ankara hastanesinde askerlik hizmetini, İstanbul Haseki Hastanesi Radyoloji Kliniğinde ihtisasını tamamladı.

Hekimlik hayatı boyunca birçok STK’da aktif görev aldı. Deprem, sel ve tsunami sonrası Endonezya-Ace, Pakistan-Keşmir ve Pakistan-Pencap bölgelerinde, Sudan ve Nijer’de sağlık gönüllüsü olarak çalışmalara katıldı.

Afiyet Hastanesi, Afiyet OSGB, Biomekatronik Şirketinin Ortağı ve Biomedikal Ar-Ge kooperatifi Başkanıdır. Halen Özel Afiyet Hastanesinde radyoloji uzmanı ve başhekim olarak çalışan Dr. Semiz, Kutupyıldızı Sağlık Gönüllüleri Derneği Başkan Yardımcısıdır.




Güncel Haberler