Adnan Yılmaz*
“Âsım'ın nesline münkâd olacak istikbâl. “ Mehmet Akif Ersoy
Günümüzde öğretmenler sadece öğretmekle değil ‘hal ederek” (çözüm getirerek) ve davranışlarıyla örnek olarak da rehberlik etmelidir.Müslüman, Allah’ın adını yüceltme azim ve heyecanına sahiptir.Kur’an’dan ilhamını alan Müslüman, Allah rızası için çalışır, fedakâr olur, İslam’ı yüceltme azim ve gayreti güder.
Mehmet Akif Ersoy, Batıcı aydınların İslam anlayışlarının yanlış olduğunu düşünür, taklit ile ülkemizin kalkınamıyacağını söyler. Akif, ümit ve heyecan şairidir.İnsanları düşüncelerinin harekete geçirdiğini çok iyi bilir. “Bize azimli, gayretli ve ümitli insanlar lazım” der. “Azmiyle, ümidiyle yaşar dünyada hep yaşayanlar. Meyus (umutsuz) olanın ruhunu, vicdanını bağlar.” İnsanı yücelten ilimdir, ilim çalışmayla elde edilir.
Mehmet Akif Ersoy, tembelliğe düşmandır: “Bir baksana: Gökler uyanık, yer uyanıktır! Dünya uyanıkken uyumak, maskaralıktır!”
Bu yüzden ilim ve teknoloji alanındaki eksiklerimizi gelişmiş ülkelerden almayı ama ahlâk ve inanç bakımından, kökümüze bağlı kalmayı önerir.“Ne irfandır veren ahlâka yükseklik, ne vicdandır; Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır. “ Müslüman dünya ile yarışmalı, İslam medeniyetini yeniden inşa etmek için gayret etmelidir.
Bizler Yunus gönüllü, Mevlana hoşgörüsüne sahip, Fatih gibi azimli ve yükselme ruhuna sahip nesiller yetiştirmeliyiz.
Mehmet Akif Ersoy, erdemli bir hayat yaşadı. Hayatı eserleri kadar güzeldi. Rehberi Kur’an idi, Sevgili Peygamberimize hayrandı.O’nu rehber edindi.O sadece isminin önünde ‘Milli Şair’ sözcükleri taşıyan bir şair değil, aynı zamanda bütün gençlik tarafından her yönüyle örnek alınması gereken değerli bir şahsiyetti. Şairliğinin yanında, idealizmin önderi, etkili bir hatip; bilge kişi ve dava adamıydı.
Mehmet Akif Ersoy’un : “İftihar etmeli gördükçe bu gürbüz nesli.” İfadesi Asım’ın güzel arkadaşları içindir.‘’Evladına sağlam bir emel mayesi aşıla‘’denen idealindeki gençlik sembolü “Asım’ın Nesli”nin ta kendisidir.
Asım’ın Nesli olan gençlik; vatanını, milletini her türlü şeyin üstünde tutan, bütün değerlerini sevip onlara sahip çıkan, tarihinden ders çıkarıp ona göre geleceğini inşa eden bir gençliktir…
Asım’ın Nesli olan gençlik; haksızlık karşısında susmayan, adaleti ve adaletli olmayı erdem kabul eden, türlü türlü entrikalara ve zulme karşı sözleriyle, bileğiyle, öz güveniyle ve gerekirse göğüs geren bir gençliktir…
Asım’ın Nesli olan gençlik; ülke çıkarlarını her şeyin üstünde tutan, şahsi çıkar gözetmeden milletinin refahını artırmak için gecesini gündüzüne katan, yaptıklarını asla bir menfaat beklemeden yapan vefalı ve çalışkan bir gençliktir…
Asım’ın Nesli olan gençlik; Milli ve yerli değerlerle donanmış dilinin, dininin, aklının, ilminin, inandığı tüm insani değerlerin davasını savunan bir gençliktir...
Asım’ın Nesli olan gençlik; kitap okuyan, araştıran , düşünen ,millî, manevi ve yerli değerlerle donanmış çıtası ve kalitesi yüksek, düşüncelerini özgürce söyleyebilen, saygılı ve kendini bilen erdemli ve dindar bir gençliktir…
Asım’ın Nesli olan gençlik; geleceğe sağlam adımlarla yürüyebilen, muasır medeniyetler seviyesine (gerek sosyal gerek ekonomik gerekse bilimsel açıdan diğer ülkelerden daha önde olan ülkelerin bulunduğu konuma) ulaşabilmek için elinden gelen gayreti gösteren, sentezleyen, sorgulayan bilgi ve becerilerini daima yenileyen, davasına sahip çıkan bir gençliktir…
Asım’ın Nesli olan gençlik; sadece kendi milletine değil, bütün dünya alemine, insanlığa faydalı bir gençlik demektir… Zaten; yaptığı her işle, attığı her adımla kendiliğinden model olur.
Mehmet Akif Ersoy’un destansı eseri Safahat’ı bir kez daha okumalıyız.Eserde işaret edilen tüm hususlar, pusulamız,yol haritamızda rotamız, adeta bizim yaşam tarzımız olmalıdır.
Bizlere düşen gençlerimize sağlam karakter aşılamak ve bu karakter üzerinde ideallerinin şekillenmesini sağlamaktır. Bir çağ kapatıp bir diğerini açan Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettiğinde 21 yaşındaydı. İslam alimlerinin de çoğunluğu da böyledir. Yirmili, otuzlu yaşlarda en önemli yerelere gelmişlerdir.
Üstat Necip Fazıl’ın ifade ettiği gibi “İslam inkılabının ruhunu dökeceği kalıp, gençliktir.”
"Kim var! " diye seslenilince, sağına ve soluna bakınmadan, fert fert "Ben varım! " cevabını veren, her ferdi "Benim olmadığım yerde kimse yoktur! " duygusuna sahip bir dava ahlâkını pırıldatıcı bir gençlik...
“Yeni ve Büyük Türkiye “ ideali bizim davamız ve derdimiz olmalıdır. Bilimler Tarihçisi merhum Prof. Dr. Fuat Sezgin’in gençlere “Okuyan, yazan, düşünen bir millet olmalıyız.Avrupa Medeniyeti İslam Medeniyetinin bir çocuğudur. Bu çocuğu düşman bulmamak,o çocuğun geliştirdiği bazı buluşları görmek, müspetse almak ve onlara dayanarak yeni hamleler yapmak lazım” demektedir.
16. 17. Hatta 18. Yüzyıla kadar Batı; İslam bilimlerinden buldukları bütün müspet bilimleri aldılarsa, biz de şimdi onlardan almalıyız.
Hakikatin peşinde olan Üstadımız; “Mühim olan irade meselesidir. Önce “Ben bunu yapacağım.” Diyeceksiniz. O kararınızda sabırla, azimle kalacaksınız. Eğer arkanızda inancınız varsa, o sizi yapıcı olmaya itiyorsa çok şeyler başarırsınız.Benim hayatımın sırrı budur.” Demektedir.
İslam aleminin yüz akı, Türk milletinin medarı iftiharı Hocamız ”70 yaşına kadar günde 17 saat çalıştı. 27 dil öğrendi. Biri Arapça olmak üzere en az üç dil öğrenmemiz “ gerektiği hususu bizlere vasiyetidir.
Prof.Dr.Fuat Sezgin‘in ne denli önemli bir rol model olduğunu bilmek için İstanbul Gülhane’deki müzeyi ve kütüphanesini gezip, görmek gerekmeketedir. Bu ziyaret, ufkunuzu daha da artıracak, daha da geliştirecektir...
“Bir müslümanın iyi şartlar içersinde çok iyi çalışabilirse, çok büyük neticelere varabileceği inancı var bende” diyordu Fuat Sezgin Hocamız!
* Adnan Yılmaz
Adnan Yılmaz, (d. 1954, Gürün, Sivas), Türk bürokrat.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 1977 yılında mezun olmuştur. Şebinkarahisar, Boğazlıyan, Gürpınar, Nusaybin, Perşembe Kaymakamlıkları, Mülkiye Müfettişliği, Mülkiye Başmüfettişliği, İçişleri Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı yapmıştır. 1 Ağustos 2012 tarih ve 2012/3511 Sayılı Kararname ile Düzce Valisi olarak atanmıştır.Müteakiben emekliye ayrılmıştır.