BAŞARMAK, İNANMAKTIR!*

Prof.Dr Mustafa Samastı**

                               İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Yılı Dekan Mesajı (2012)

Hayat.. Geçmişten günümüze, bugünden yarına, sonsuza akan bir süreç…

 

Bilim, hayatı, kompleks süreçleri anlama, anlamlandırma çabası...

 

Bilgi, en büyük hazine, tüketildikçe filizlenen, paylaşıldıkça çoğalan... Sevgi gibi.

 

Üniversite, bilgi evi, eğitimin, araştırmanın, uygulamanın evrensel mekânı.

 

Bugünün bilgi üretim, bilgi kaynakları ve erişim imkânları olağanüstü boyutlara ulaştı. Bununla birlikte, doğru, güvenilir bilgiye, gerçeğe ulaşmak son derece zorlaştı.

 

Bilgi, önemli bir güç kaynağı ve her güç gibi aynı zamanda bir suiistimal aracı.

 

Bilimsel ve etik ilkelere hassasiyet gösterilen araştırmalar bile gerçeğe ancak dar bir aralık açabilirken, kasıtlı veya hatalı üretilmiş yanlış bilgilerin oluşturduğu kirlilik bakışımızı büsbütün körleştirebilmektedir.

 

Üzerinde pek durulmayan önemli bir konu bilimsel alanın nesnel, ölçülebilir değerlerle sınırlı oluşudur. Bu durum genel olarak hayatı, insanı bir bütün olarak anlamaktan bizi uzaklaştırır, ‘insanı’ biyolojik bir nesneye, doku, organ veya hücreye indirger. Daralan bu bakış açısı bilme/anlama kabiliyetini son derece sınırlar.

 

Gerçeğe bir adım yaklaşabilmek ciddi çaba göstermeyi, sürekli araştırmayı, kendi doğrularını(!) dahi tekrar tekrar sorgulamayı ve bütüncül düşünmeyi gerektirir. Mutlak gerçek sandığımız nice bilginin zamanla nasıl değiştiği, anlamını kaybettiği ortada.

 

Bunca bilimsel gelişme ve buluşlara rağmen çok şeyi bilmiyoruz, bildiklerimizin de pek çoğundan emin değiliz.

 

Bilimsel gelişme ve buluşların en büyük düşmanı hazır bilgilerle yetinmek ve taklitçiliktir. Öze ilişkin değer sistemlerini barındırmayan taklit, problem ve çözüm yollarının mahiyetiyle ilgili zihni çabayı harekete geçiremez, bu nedenle gerçeğe ulaştıramaz. Özgüveni ortadan kaldırır. Ödünç bilgiyle de dünyayla rekabet etmek ve geleceği yakalamak mümkün olmaz.

 

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin değerli öğretim üyeleri, sevgili öğrenciler;

 

Gelişen ve dünyaya açılan ülkemizin bu en önemli medeniyet ve kültür merkezinde, sizler, yeni bir anlayış, farklı bir misyonla geleceğin özgün bir tıp fakültesinin meşalesini yakacaksınız. Yeryüzü insanlarının ve de gelecek kuşakların daha sağlıklı ve mutlu yaşamalarına hizmet edecek mezunlar yetiştireceksiniz.

Şüphesiz ki, tıp alanındaki devasa bilgi birikimi ve süratli değişim, eğitim stratejilerini derinden etkilemektedir. Bilgi aktarmaya dayalı klasik eğitim tarzı ulaşılabilir bir hedef olmaktan çıkmıştır. Aşırı bilgi yüklemek yerine bilgiye erişim, öğrenmeyi öğrenmek, daha fazla pratik ve seçilmiş konularda derinlemesine analiz yapabilme becerisi kazanmanın daha yararlı olduğu görülmüştür.

 

Tıp eğitimi aslında, fakülteden mezun olmakla değil ancak emeklilikle tamamlanan bir süreçtir. Bu süreçte öğrenci kendi eğitiminin aktif bir tarafı olmak zorundadır. Tıp eğitiminde hocalık ve öğrencilik aynı anda senkron bir şekilde birbirini besler. Her hoca aynı zamanda bir öğrencidir. İyi hocalık ancak iyi bir öğrencilikle mümkündür. Hoca öğrenciyi, öğrenci de hocayı yetiştirir. Bu nedenle öğrencimize hocamız gibi değer vermeli ve bu değerin artarak geri döneceğini bilmeliyiz. Aslında, öğrencisini kendinden ileri taşıyamayan bir hoca görevini layıkıyla yapmış olmaz.

 

Bilmek, sorumluluk yükler. Tıp fakülteleri, eğitim, araştırma ve hizmet olarak ifade edilen klasik görevler yanında sosyal sorumluluk projeleri ile toplumun değişen ihtiyaçlarına da cevap verebilmelidir. Tıp fakültemiz bu açıdan da adına yaraşır örnek bir kurum olacaktır. Birbirinden değerli seçkin akademik kadrosuyla fakültemizin, başta eğitim alanında olmak üzere, araştırma, geliştirme ve yenilik çerçevesinde disiplinler arası entegrasyon ve kurumlar arası işbirliğini sağlayarak özgün değerler üreteceğine, kısa sürede ulusal ve uluslararası etkin bir konuma geleceğine inanıyorum.

 

Değerli hocalarımız ve müstakbel öğrencilerimiz.

 

Herkesin önünde koşsanız bile yarışmayı kendinizle sürdürmelisiniz. Başarmak, inanmaktır.

 

* Bir Bilge Hekimin Zamana Şahitliği, Tefekkür Düşünce Merkezi, İstanbul,2021

**Prof.Dr Mustafa Samastı

Prof. Dr. Mustafa Samasti 1951 yılında Hasanbey'de doğdu. İlkokul'u Büyükyoncalı İlkokulu'nda Ortaokul ve Lise'yi Vefa Lisesi'nde okudu.

1975 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. 1979 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı'da uzman oldu.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde 1987 yılında doçent oldu. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde 1996 yılında Profesör oldu.Klinik Mikrobiyoloji, Bakteriyoloji, Dezenfeksiyon, Hastane İnfeksiyonları üzerine çalışmalar yaptı.

SAĞLIK-SEN İstanbul İl Başkanlığı yapmış olup halen Kutup Yıldızı Sağlık Gönüllüleri Derneği Başkan Yardımcısıdır.

Uluslararası ve ulusal makalelerinin yanı sıra yayınlanmış kitapları da bulunan Prof. Dr. Mustafa Samastı İngilizce ve Almanca bilmektedir.

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı'nda Öğretim üyesi olarak görev yapmıştır.Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı iken emekli olmuştur.




Güncel Haberler