Şalcı Bacı İsimli Hanımın Şapka Kanununa Muhalefetten Dolayı İdam Edilmesi
Alparslan Yasa, “Milletimize Revâ Görülen Kültür Jenosidi” adlı çok kıymetli ve herkesin okumasını ısrarla tavsiye ettiğimiz kitabında Şalcı Bacı hakkında şunları yazıyor:“Şalcı Bacı çok haysiyetli dindar bir hanım şahsıyetiyle, kimseden yardım kabul etmez, kendi el işlerini satarak binbir güçlükle ve kıt-kanaat (Sinan, Ayten ve Aziz) adlı çocuklarının rızkını çıkarırdı. Esnaf onu çok sever, himaye eder ve kendisini, ördüğü pek güzel şallara atfen Şalcı Bacı diye çağırırdı. O dışarıda nafakasını kazanmaya çalışırken, iki odalı küçük kerpiç evlerinde, (3 yaşındaki) küçük oğluna, çocuğun ablası ve ağabeyi bakardı.”
24 Kasım 1925 Çarşamba günü, CHP Hükumeti Erzurum’da örfi idare ilan etmiş, böylece insanların hayat veya memâtı hakkında iki kişi selahiyetli kılınmıştır: Vali Zühtü Durukan ve Müstahkem Mevki Kumandanı Tatar Hasan Paşa…
Göstermelik muhakemede Şalcı Bacı’ya sorulur:“- Şapkaya ne dersin? Sen şapka giyer misin?”
Şalcı Bacı bir an düşünür, cevap verir:“- Şapka erkek kısmının işi! Kadın kısmı şapka mı giyer? Giymem elbet!”
Cumartesi, fecir vakti, idam mahkumu diğer altı dindaşıyle beraber onu da Taş Anbarlar Mevkii’ne götürürler. Darağacında Çulha Nedim Efendi sallanmaktadır ve yedi darağacı daha kurbanlarını beklemektedir.
Şalcı Şöhret Bacı. Erzurum'da yetim çocuklarına bakmak için el işi şal örüp çarşıda satan bir annedir o. Devlet birden şapka giymeyi emredince, şapka hakkında kötü sözler sarf eder. Ne olduğunu anlamadan tutuklanır, yargılanır ve 22 erkekle birlikte asılır. Rivayete göre, "Ben hatun kişiyim, şapkayla ne işim olur?" dese de dinletemez kimseye. İdam edilirken kadın olduğu anlaşılmasın diye başına çuval geçirilir. Bu süreçte idam edilen ilk ve tek kadın olur. (Tosun,2012)