28 Nisan 2015: Mehmet Serhan Tayşi’nin Vefatı

Araştırmacı, yazar (D. 1942, Adana – Ö. 28 Nisan 2015, İstanbul). Babasının vazifesi gereği bulunduğu Adana’da dünyaya geldi. Aslen İzmir Bayındırlı bir ulemâ ailesine mensuptur. İlk ve orta öğrenimini İzmir’de tamamlayan Tayşi, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden mezun oldu.

 

1970 yılında girdiği bir imtihan neticesinde Millet Kütüphanesi’nde göreve başlayarak sırasıyla memurluk, bölüm şefi, uzmanlık, başuzmanlık ve müdür yardımcılığı görevlerinde bulundu. 1983’te Millet Kütüphanesi müdürü oldu ve 2003 yılı başında, emekli olana kadar bu görevine devam etti. Kütüphanecilik, kütüphaneler, kitaplar, kültür ve tarih konulu birçok makale kaleme aldı.

 

Millet Kütüphanesi eski Müdürü, kitabiyat âlimi Mehmet Serhan Tayşi, çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlanan bu makalelerinin yanında Mecmuâ-yi Tekâyâ, Lemezât-ı Hulviyye, Kıyâfetu’l-İnsâniye gibi klasik Osmanlı eserlerini günümüz Türkçesine kazandırdı. Hakkında, kendisiyle gerçekleştirilmiş uzun soluklu bir söyleşiye dayanarak hazırlanmış Ali Emirî’nin İzinde adlı bir eseri 2009 yılında yayımlandı.

 

İstanbul Sahrâyıcedit’te ikamet eden Mehmet Serhan Tayşi, Elif Hanım’la evliydi. 28 Nisan 2015 günü İstanbul’da vefat etti. Ertesi günü Fatih Camiinde kılınan ikindi nazmı ardından İstanbul’da toprağa verildi.

 

KAYNAK: Yazar Mehmet Serhan Tayşi vefat etti (yenisafakcom.tr, 28.4.2015), Osman Eskice (Sanatalemi.net, 30.4.2015), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (C. 12, 2015).

 

29 Nisan 1998: Darbeciler Tarafından Bazı Gazetecilerin Andıçlanması

 

PKK yöneticiliğinden hapiste yatan Şemdin Sakık’ın ifadesine (andıç)  dayanılarak gazeteci Cengiz Çandar ve Mehmet Ali Birand’ın yazılarına son verildi.

 

Andıç skandalı, 1998’de yakalanan PKK'nın üst düzey yöneticilerinden Şemdin Sakık'ın soruşturma zabtına, yalan ifadeler eklenerek basına sızdırılmasıydı. Bu ifadeler, 25 Nisan 1998 tarihinde Hürriyet ve Sabah gazetelerinde iki gün boyunca yayımlandı. Sakık'a ait olduğu söylenen itirafların yayımlanmasıyla itiraflarda adı geçen gazeteciler işlerinden çıkarıldılar ve Akın Birdal suikaste uğradı. Daha sonradan çıkartıldığı mahkemede Sakık, böyle bir ifade vermediğini açıkladı. 2000 yılının Ekim ayında Nazlı Ilıcak, bütün bunların Genelkurmay istihbaratında hazırlanan bir psikolojik savaş taktiğinin gereği olduğunu gösteren bir belgeyi gazetecilere ulaştırdı ve belgenin yayımlanmasından on gün sonra Genelkurmay, "andıç" adı verilen belgenin varlığını kabul etti.

 

Daha sonra bu belgenin Çevik Bir ve Özkasnak tarafından "Andıç" adı verilen bir yazıyla hazırlandığı anlaşıldı.Belgenin Genelkurmay'ın bir andıcı olduğunun anlaşılmasıyla beraber olay hakkında hiçbir komutandan açıklama gelmedi. Olaydan 11 yıl sonra belgenin sahte olduğunun anlaşıldığı dönemde 2. Başkan olan Orgeneral Yaşar Büyükanıt, 32. Gün programında Mehmet Ali Birand'ın sorusu üzerine "Evet hata idi..." açıklaması yapmıştı.

Güncel Haberler