NEREDE O ESKİ RAMAZAN’LAR?

Benim doğduğum ilçede lokantalarda “Ramazan Münasebetiyle Kapalıyız” diye yazılar olduğunu hatırlıyorum. Doğduğum ilçede komşumuz Ermeniler vardı. Onlar da Ramazan'da Müslümanların göreceği şekilde açıktan yiyip içmezlerdi.

Aradan uzun yıllar geçti, İstanbul'a geldik. Sonra bir dönem siyasete atıldım.Birlikte siyaset yaptığımız bir ağabeyin pastanesi vardı. Sonra aldı başını yürüdü, sayıları arttı.

Yalnız baktım, Ramazanlarda satışa devam ediyor. Söyleyecek sözümü dostlarımın yüzüne söylemeyi seviyorum.Bir Ramazan iftarı  sonrası  “Abi senin bu işi yapmaya ihtiyacın yok. Ramazanlarda satış yapma” dedim. Ama maalesef o bildiğini yapmaya devam etti.

Bu sabah yine pastanesinin önünden geçtim. Pastanesi Ramazana rağmen faaliyete devam ediyordu. 250 metre ötede ışıklarda bir simitçi, bir küçük arabasıyla simit poğaça satarak rızkını temin etmeye çalışıyordu.Baktım o simitçi Ramazan münasebetiyle arabasını kapatmış.Statükoya ve kapitalizme tek başına kafa tutuyor.

“Nerede o eski Ramazanlar?” diye hayıflanmamıza gerek yok. Şehri Ramazan'ın aradığı o eski Ramazan, eğer olabilirsek biziz..

Aksi halde “Bir millet ahlakını değiştirmedikçe, Allah o milleti değiştirmez.”(Rad Suresi:11)

Güncel Haberler