BEYAZ TÜRKLER MÜZESİNDEN PORTRELER: KEMAL ILICAK (GAZETE PATRONU)

1960’lı yılların gazetecisi Lütfü Akdoğan, Hatıralarında dönemin bazı ilişkilerinden şöyle bahsediyor: İzzettin Turanlı bazen bizi zorla Ankara’daki Gar Gazinosuna  götürür, masamıza yurtdışından getirilen artistleri davet ederdi. Sabaha kadar bize içki içirirdi. Böyle enteresan bir adamdı.

Gazeteci Kemal Ilıcak’ın İzzettin Turanlı’ dan adeta ödü patlardı. Turanlı, bir gün Ankara’dan yine böyle içkili olduğu bir gecede, gazeteyi basmamaya karar verdi. Bunun üzerine ben İzzettin Turanlı’ ya sabaha kadar Bulvar Palas’ın bir odasında içki içirdim, odaya kapatıp, hapsettim. Ancak bu şekilde gazetenin çıkmasını sağladım. Turanlı, bu yüzden benden çekinirdi, muhatabı hep Kemal Ilıcak olurdu. 

(…..) Bir gün İzzettin Turanlı, Bulvar Palas’ta, salonda, birdenbire Kemal Ilıcak’a bir küfür savurdu ve “Bana bak. Bugün Lütfü ile mutlaka ‘ağaya’ gideceğiz, yoksa karışmam. Bil ki, yarın sabah gazete çıkmıyor.” Dedi .

Kemal Ilıcak’a döndüm. “Kim bu ağa? Dedim. “Sonra anlatırım.” Dedi.

Kemal Ilıcak, İzzettin Turanlı’ ya dönerek; “Peki. Randevu al da gidelim.” dedi

İzzettin Turanlı “Randevu falan istemez. O, hep yazıhanede oturup çalışır.” diye cevap  verdi.

Kemal Ilıcak ciddiyetle “ Olur mu  oğlum? Lütfü Bey randevusuz hiçbir yere gitmez. Hadi şuradan bir telefon et, randevu al.” dedi.

Kemal Ilıcak bu kez bana döndü âdeta yalvarırcasına; “Yahu” dedi, “ Süleyman Demirel adında bir mühendis var, genç bir adam. Önümüzdeki Kasım ayında Adalet Partisi Kongresi var, genel başkanlığa adaylığını koyacakmış.”

“Bize ne? “ dedim.

Adalet Partisi Genel Başkanı Ragıp Gümüşpala ölmüş, Saadettin Bilgiç ona vekâlet ediyordu. Bilgiç’in AP’ye büyük hizmetleri olmuş, tabiî bir başkan olarak görülüyordu. Şimdi karşısına çıkan bu mühendis kim, bilmiyordum. Bilgiç, üstelik sık sık gazeteye gelir, bizimle sohbet ederdi. Onu yakından tanırdım. “Kemal” dedim, “Bu sıcakta beni götürme lütfen, sen tek git.”

“Yapma Allah aşkına.” Dedi, “Namussuzum. Bu adam bu gece gazeteyi basmaz.”

İzzetin Turanlı geri döndü “Ağa, bizi bekliyor hadi bakalım.” Dedi.

Turanlı’nın  arabasına bindik. Arabayı, kendisi kullanıyordu. Kemal önde, ben arkada, Kızılay’dan bir sokağa saptık. Sonra iki – üç katlı bir binanın önünde durduk, içeri girdik. Küçük bir odada şişman iri yarı, saçı dökük, gömleğinin kolları sıvanmış, belinden de biraz dışarı taşmış, hoş, sempatik, güler yüzlü, tonton  bir beyefendi bizi karşıladı.

Ev sahibi önce “Oo ,  Kemal bey hoş geldin.” Cümlesini kullandı. Sonra bana dönüp, ismimle hitap ederek, “Lütfü Bey hoş geldiniz.” Dedi

Kemal Ilıcak daha oturur oturmaz “Beyefendi kazanma ihtimaliniz yüzde otuz dahi olsa adaylığınızı koyun. Biz, Tercüman olarak arkanızdayız.” (Akdoğan, 2011 :260:261 )

 

KAYNAKLAR

 

Akdoğan  Lütfü, (2011), Hatıralar, Ankara:Gazeteciler Cemiyeti Yayınları          

 

Güncel Haberler